Müzedeki Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Müzedeki her şey büyük bir paraya sigorta edildi.
Müzedeki birçok parça orijinal.
Hayır ama müzedeki zümrütün kaybolduğunu fark ederler hemen bence.
Müzedeki randevunuza geç kalacakmış.
Ama müzedeki bütün resimlerin çerçevelerine fiyat etiketleri iliştirilmişti.
Müzedeki Eserlerin Yarısından Fazlası Sahte Çıktı.
Müzedeki fotoğraflar Santa Monica Dağlarındaki Getty Centerda.
Bu nedenle müzedeki arkeologlar hem bu bölgede hem de yurt dışında arkeolojik araştırmalar yürütüyorlar.
Müzedeki en ilginç parça ise“ Tuz Adam” dı.
Müzedeki en eski oyuncak, 1800lü yıllara dayanıyor.
Müzedeki sinema salonunda Vasa ile ilgili film, 16 farkl dilde izlenebilir.
Ama o müzedeki en iyi şey, her şeyin yerli yerinde kalmasıydı.
Sergileneceği müzedeki personele göre“ Oturmuş Kadın” olarak biliniyor.
Ben müzedeki kameralara buradan erişim sağlayacağım.
Elbette. Theseusun Gemisi, müzedeki bir eserdir.
Ve eğer dünkü olay dikkat dağıtmaksa, demek oluyor ki müzedeki olayda da aynı şey oldu.
Elbette. Theseusun Gemisi, müzedeki bir eserdir.
Bu yüzden müzedeki yaratıcı takım ve müze görevlileriyle birlikte müzeyi düşünmeye başladık, ve müzede ilk duyacağınız sesin aslında diğer ziyaretçilerinki olduğunu anladık.
3,000 ayrı sanat eserini aynı anda görebilirsiniz ve hatta kendinizin müzedeki gezmelerinizi ekleyebilirsiniz,
Müzelerin haberi olsun istemiyorlar.