MÜZEDEKI - Almanca'ya çeviri

im Museum

Müzedeki Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Müzedeki her şey büyük bir paraya sigorta edildi.
Alles in dem Museum ist hoch versichert.
Müzedeki birçok parça orijinal.
Viele Bestandteile des Museums sind Original.
Hayır ama müzedeki zümrütün kaybolduğunu fark ederler hemen bence.
Nein, aber ich glaube, dass gerade jetzt, das Museum bemerkt hat, dass deren wertvoller Smaragd fehlt.
Müzedeki randevunuza geç kalacakmış.
Sie kommt 10 Minuten später zum Museum.
Ama müzedeki bütün resimlerin çerçevelerine fiyat etiketleri iliştirilmişti.
Aber alle Bilder in dem Museum waren mit Preisschildern an den Rahmen versehen.
Müzedeki Eserlerin Yarısından Fazlası Sahte Çıktı.
Mehr als die Hälfte der Werke in Museum waren gefälscht.
Müzedeki fotoğraflar Santa Monica Dağlarındaki Getty Centerda.
Das Getty Center ist ein Museum in den Santa Monica Mountains.
Bu nedenle müzedeki arkeologlar hem bu bölgede hem de yurt dışında arkeolojik araştırmalar yürütüyorlar.
Das bedeutet, dass die Archäologen des Museums selbst im In- und Ausland archäologische Forschungen betreiben.
Müzedeki en ilginç parça ise“ Tuz Adam” dı.
Sein interessantester Teil ist der"Mann im Salz".
Müzedeki en eski oyuncak, 1800lü yıllara dayanıyor.
Das älteste Spielzeug des Museums stammt aus dem Jahr 1800.
Müzedeki sinema salonunda Vasa ile ilgili film, 16 farkl dilde izlenebilir.
Im Museum können Sie einen Film über die Vasa in 16 Sprachen verfolgen.
Ama o müzedeki en iyi şey, her şeyin yerli yerinde kalmasıydı.
Aber das Beste in dem Museum war, dass alles immer genau da blieb.
Sergileneceği müzedeki personele göre“ Oturmuş Kadın” olarak biliniyor.
Für die Angestellten des Museums, in dem sie ausgestellt wird, ist sie„die sitzende Frau“.
Ben müzedeki kameralara buradan erişim sağlayacağım.
Ich habe von hier aus Zugang zu allen Überwachungskameras des Museums.
Elbette. Theseusun Gemisi, müzedeki bir eserdir.
Das Schiff des Theseus ist ein Artefakt in einem Museum. Natürlich.
Ve eğer dünkü olay dikkat dağıtmaksa, demek oluyor ki müzedeki olayda da aynı şey oldu.
Dann war die Sache in dem Museum auch ein Ablenkungsmanöver.
Elbette. Theseusun Gemisi, müzedeki bir eserdir.
Natürlich. Das Schiff des Theseus ist ein Artefakt in einem Museum.
Bu yüzden müzedeki yaratıcı takım ve müze görevlileriyle birlikte müzeyi düşünmeye başladık, ve müzede ilk duyacağınız sesin aslında diğer ziyaretçilerinki olduğunu anladık.
Wir stellten uns das Museum so vor-- gemeinsam mit dem Kreativteam des Museums und den Kuratoren-- dass die erste Stimme, die man im Museum hört, die eines anderen Besucher sein würde.
3,000 ayrı sanat eserini aynı anda görebilirsiniz ve hatta kendinizin müzedeki gezmelerinizi ekleyebilirsiniz,
können Sie alle 3000 Kunstwerke gleichzeitig sehen, und Sie können Ihre eigene individuelle Museumstour erstellen, um sie zu teilen.
Müzelerin haberi olsun istemiyorlar.
Die Museen dürfen nichts wissen.
Sonuçlar: 105, Zaman: 0.03

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca