Makyaja Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Sen makyaja git. -Tabii.
Du gehst zum Schminken. -Klar.Kurbanların üzerindeki giysilere ve makyaja bakarsak… aradığımız kişi detaylı bir fantezi dünyasında yaşıyor.
Einer komplizierten Fantasiewelt lebt. Aufgrund Seni makyaja sokmam lazım.
Seni makyaja sokmam lazım.
Ich muss Sie in die Maske bringen.O her zaman makyaja ve kozmetiğe ilgi duymuştur.
Schon immer hat sie sich für Schminktechniken und kosmetische Anwendungen interessiert.Şimdi makyaja başlayalım.
Beginnen wir mit dem Make-up.Bundan sonra benim makyaja olan ilgim arttı ve kariyerime bir mağazada çalışarak başladım.
Mein Interesse an Makeup wuchs und ich startete meine Karriere im Verkauf.Makyaja başladı mı?
Schminkt er sich schon?Makyaja karşı alerjik bir reaksiyon da şişmiş gözlerin bilinen bir suçludur.
Eine allergische Reaktion auf Make-up ist auch eine bekannte Täter von geschwollenen Augen.Makyaja başlamadan önce gelinliğinizi ve saç modelinizi halletmiş olmalısınız.
Ama makyaja onay vermiştin.
Auch wenn du dem Make-Up zugestimmt hast.Biraz makyaja ne dersiniz?
Hätten Sie was gegen Make-up?Makyaja ne zaman gidecek?
Wann geht sie in die Maske?O harabelerin makyaja ihtiyacı var.
Ruinen, die eine Verschönerung benötigen.Ben Vincei makyaja götüreceğim.
Ich bringe Vince in die Maske.Seksi elbiselere ve makyaja ihtiyacın yok.
Du brauchst dir keine aufreizenden Kleider anzuziehen und dich zu Schminken.Bir parça daha söylemek yerine… makyaja gidiyor gibi.- Evet.
Ja. Statt einer Zugabe geht sie sich pudern.Kıtlık, hemen makyaja.
Hungersnot, Maske, sofort.Tamam. Ben makyaja gidiyorum.
Ich gehe in die Maske. Ok.Li yıllarda ise Kajal ile renkli far makyaja dahil oldu.
In den 70er kam 
