Marcusa Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Eğer yolculuğuna başlaman için Tanrı seni Marcusa getirdiyse… belki bitirmene yardım etmem için de beni yollamıştır.
Wenn Gott dich zu Marcus gebracht hat, um deine Reise Ben finans alanındayım ve MarcusUN kendi inşaat şirketi var.
Ich arbeite im Finanzwesen und Marcus besitzt seine eigene Baufirma.Ve Marcusla tanışmak….
Und Marcus treffen…“.Marcus beni alnımdan öptü… …waffle houseta.
Marcus hat mich auf die Stirn geküsst….Marcusla trafik kursunda tanıştım.
Marcus kenne ich von der Verkehrsschule.Evet.- Marcusun tanığı var mı?
Ja. Hat Marcus ein Alibi?Marcustan, ona birkaç eski tutuklu fotoğrafı göstermesini istedim.
Ich habe Marcus gebeten, sie ein paar alte Verbrecherfotos durchsehen zu lassen.Marcusta. Emin misin?
Marcus zahlt. Sicher?Tüm hediyeleri Marcusla beraber yaptık.
Marcus und ich haben es zusammen gemacht.Finans sektöründe çalışıyorum ve Marcusun kendi inşaat şirketi var.
Ich arbeite im Finanzwesen und Marcus besitzt seine eigene Baufirma.Ve Marcusla tanışmak Ronu hayata döndürdü.
Und Marcus zu treffen hat Ron wieder zum Leben erweckt.Marcusu 30 yıldır tanırım.
Ich kenne Marcus seit 30 Jahren.Saçının Marcusun kararına etki edeceğinden şüpheliyim.
Ich bezweifle, dass dein Haar Marcus Entscheidung beeinflussen wird.Eğer ölürse, Marcusta onunla gitmiş olur.
Wenn sie stirbt, geht Marcus mit ihr.Marcus Minucius Rufus girsin!
Tritt ein, Marcus Minucius Rufus!Marcusun da vardı.
Marcus hat seins.Şu işe bak ki Marcusla ben tam da dün böyle biriyle tanıştık.
Marcus und ich haben gestern so jemanden kennengelernt.Marcusu Sam öldürmedi.
Sam hat Marcus nicht umgebracht.Marcusu ben öldürdüm.- Sam.
Ich habe Marcus umgebracht.- Sam.Marcusu kurtarmaya çalışıyordun.
Sie wollten Marcus retten.
