Mark Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Mark bana bahsetti.
Mark erzählte es mir.Aziz Mark, bizim için dua et!
Heiliger Markus, bitte für uns!Ne oldu? Mark ne zaman dağ bisikletini bırakıp yoga yapmaya başladı?
Was überlegst du? Wann war Marks Wechsel vom Mountain- bike zu Yoga?Mark hayatım, ben gidiyorum.
Marc, Schatz! Ich gehe.Mark, bir dakikan var mı?
Mark, haben Sie kurz Zeit?Mark, niye bir kıyak yapmadın?
Mark, warum tust du mir nicht den Gefallen?Çünkü Mark saatini hep beş dakika ileri ayarlar.
Marks Uhr geht immer fünf Minuten vor.Sana Mark diyebilir miyim?
Kann ich dich Markus nennen?Mark, iyi görünüyor.
Marc, du siehst gut aus.Mark, bir şey yap.
Mark, tu doch etwas.Mark planın allak bullak olduğunu söyledi mi?
Hat Mark dir von der Terminverwechslung erzählt?Linda ve Mark meselesiyle ilgili bir şey var.
Irgendwas stimmt nicht mit Lindas und Marks Situation.Mark 4: 32 cennet kuşlarından bahseder.
Markus 4:32 W die Vögel des Himmels.Yönetmen: Mark and Robb Cullen.
Regie: Marc und Robb Cullen.Ben Merhaba Amerikadan Mark Dersen.- Ne var?
Was? -Mark Derson von Hallo Amerika?Felti arayacağız… Mark Felti bulana kadar.
Felt in der Umgebung an, bis wir Mark Felt finden.Andrewi Mark kaçtıktan hemen sonra aramışlar.
Andrew wurde kurz nach Marks Ausbruch angerufen.Mark yedinci sanatın büyük bir hayranı olduğunu:
Markus ist ein grosser Fan der siebten Kunst:Mark Zuckerberg:'' Hata yaptık''.
Marc Zuckerberg:"Wir haben Fehler gemacht".Mark, hamile mi?
Mark, ist sie schwanger?
