MCNAMARA - Almanca'ya çeviri

Mcnamara

Mcnamara Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Sen Bayan McNamaradan bile kötüsün.
Du bist schlimmer als Ms. McNamara.
Doktor McNamarayı nerede bulabilirim acaba? Affedersiniz?
Entschuldigung. Können Sie mir sagen, wo ich einen Dr. McNamara finde?
Ben Dr. McNamaraya yardımcı olacağım sadece.
Ich assistiere Dr. McNamara nur.
Arkadaşın McNamaranın belgeleri… bunun kanıtı.
Dein Freund McNamara und seine Studie beweisen das.
Şöminenin üzerinde Mcnamarayla ilgili bir şey unuttum.
Ich hab was über McNamara auf dem Kamin.
Toplantısında Eileen McNamaranın ne işi var?
Was macht Eileen McNamara beim 10.30-Uhr-Meeting?
Dr. McNamaranın ameliyatı yapmasını umuyordum.
Ich hatte gehofft, Dr. McNamara würde mich operieren.
Giles McNamaranın rüşvet verdiği kişi.
Den Giles McNamara bezahlt hat.
McNamaranın içeride bir adamı olmalı.
McNamara muss jemand im Inneren haben.
McNamaralar şantaja karıştıysa neden burada anlamıyorum. Bu en büyüğü.
Aber ich verstehe nicht, warum McNamara hier drin ist, Das ist die Hauptader.
Doktor McNamaranın alkol problemi olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Glauben Sie, Dr. McNamara hat ein Alkoholproblem?
Doktor McNamarayla beraber isterseniz haftaya aynı saatte tekrar gelebilirsiniz.
Ich kann Sie und Dr. McNamara nächste Woche zur selben Zeit sehen, wenn Sie möchten.
Ayrıca Giles McNamaranın sadık bir koca olmadığı biliniyor.
Und es war allgemein bekannt, dass Giles McNamara kein treuer Ehemann war.
Doktor McNamarayla beraber isterseniz haftaya aynı saatte tekrar gelebilirsiniz.
Ich kann Sie und Dr. McNamara nächste Woche zur gleichen Zeit wiedersehen.
Savunma Bakanı McNamaranın… 350 ile 400 binlik.
Die truppenpräsenz von 350. mcnamara.
Belki de bir yara McNamaranın kafa dediği o kara poşete biraz karakter getirebilir.
Vielleicht verleiht eine Narbe der braunen Papiertüte, die McNamara seinen Kopf nennt, etwas Charakter.
Ona Dr. McNamaranın yolda olduğunu söyleyin.
Sagen Sie ihm, Dr. McNamara ist unterwegs zu ihm.
Dostun McNamaranın çalışması… bunu kanıtlıyor.
Dein Freund McNamara und seine Studie beweisen das.
Şöminenin üstüne McNamarayla ilgili bir şey bıraktım.
Ich hab was über McNamara auf dem Kamin.
Dünya Bankasının o zamanki başkanı Robert McNamaranın buna mükemmel bir örnek oluşturduğunu farkettim.
Der damalige Präsident der Weltbank, Robert McNamara, war dafür ein perfektes Beispiel.
Sonuçlar: 230, Zaman: 0.0258

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca