NEHIRLERE - Almanca'ya çeviri

• Flüsse
• Flüssen

Nehirlere Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

O an yalnızlık nehirlere eşlik eder.
Dann geht die Einsamkeit mit den Flüssen….

Kimi yerlerde ise nehirlere boşaltıldı.
Die anderen waren an Flüssen stationiert.

Bu ateşten kurtulmak için, askerler kendilerini nehirlere attılar.
Um aus diesem Feuer herauszukommen, warfen sich die Soldaten in den Fluss.

Yollar, nehirlere dönüşüyor.
Straßen verwandeln sich in Flüsse.

İnsan cesetlerinin parçaları nehirlere atıldı.
Die Leichen vieler Verschleppter seien in Flüsse geworfen worden.

Birçok işletme hala drenajlarını nehirlere ve göllere atıyor.
Aber ihr leitet immer noch zu viel Gift in die Flüsse und Gewässer.

Ve cesetler nehirlere atılmıştır.
Und Leichen in die Flüsse geworfen wurden.

bu kirli suyu göllere, nehirlere boşaltıyorsunuz.
Gießen sie schmutziges Wasser in die Flüsse.

Binlerce yıldır, gıda, eğlence ve enerji kaynağı olarak nehirlere güvendik.
Seit Jahrtausenden verlassen wir uns auf Flüsse als Nahrungs-, Erholungs- und Energiequelle.

Çinde işlenmemiş plastik atıkların büyük kısmı depolama alanlarına gömülüyor veya nehirlere atılıyor.
Derzeit werden in China riesige Mengen unbehandelter Kunststoffabfälle in Deponien vergraben oder in Flüsse gekippt.

Bu ateşten kurtulmak için, askerler kendilerini nehirlere attılar.
Um dem Feuer zu entkommen, warfen sich die Soldaten in den Fluss.

derelere, nehirlere ve nihayet denize kadar sürükleyecektir.
durch Bäche und Flüsse hinunter zum Meer.

Ancak Perulu buzulları tarafından küçüldü 25 beri 1987% ve kurak mevsimde nehirlere olan su temini giderek azalmaktadır.
Aber die peruanischen Gletscher sind geschrumpft 25 1987% seitund die Wasserversorgung der Flüsse während der Trockenzeit nimmt allmählich ab.

Tepelere, nehirlere, temel hidrolojisine
zu den Hügeln, zu den Strömen, zur einfachen Hydrologie

Bu ateşten kurtulmak için, askerler kendilerini nehirlere attılar. Sağ kalanlar yaşayabilmek için eşyalarını nehirde yıkadılar.
Um diesem Feuer zu entkommen, stürzten sich die Soldaten in die Flüsse, um sich und ihre Ausrüstung zu waschen.

İlaç kalıntıları: ilaçlarımız, evlerimiz için birer su kaynağı olan nehirlere ve rezervuarlara kadar ulaşır.
Medikamentenspuren: Unsere Medikamente landen in den Flüssen und Stauseen, die unsere Häuser mit Wasser versorgen.

işletmelerin kurulması ve çalıştırılması trilyonlarca dolara mal olacakgelişen dünyada bir çok şehirde olduğu gibi, doğrudan nehirlere giden sifonlu tuvaletleriniz olacak.
es würde zig Billionen Dollar kosten, die Rohre zu verlegen, die Einrichtungen zu bauen, die direkt in die Flüsse spülen, genau wie es in vielen Städten in den Entwicklungsländern.

gelişen dünyada bir çok şehirde olduğu gibi, doğrudan nehirlere giden sifonlu tuvaletleriniz olacak.
man es nicht richtig macht, hat man Spülklosetts, die direkt in die Flüsse spülen, genau wie es in vielen Städten in den Entwicklungsländern bereits der Fall ist.

Nijer Nehrinin suyu zehirlenmekte.
Das Wasser im Fluss Niger ist verseucht.

Nehirden aşağı- beni dinlemek zorundasın.
Den Fluss hinunter-… du musst auf mich hören.