Oluşturuyor Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Şili, İsviçrenin büyüklüğünü aşan bir Milli Parklar Ağı oluşturuyor.
Tüm sayfaların neredeyse tamamını müşteriler tarafından paylaşılan fotoğraflar oluşturuyor.
Retoucher da fotoğraf kompozisyonunu geliştiriyor, bir model oluşturuyor, bir fotoğrafı geri getiriyor.
O magma yükseliyor ve volkanları oluşturuyor.
Ufkunu Şövalye Adası, Günlükbarı ve karşılarındaki dağlar oluşturuyor.
Dipenhidramin kaçınılmalı, uterus için tehlike oluşturuyor- bir azalmaya neden olabilir.
Aslan payı kurbanları oluşturuyor Nepal: orada öldü,
Dünyamız-- bizim çevremiz, bizim formumuzda-- bilgi oluşturuyor.
Çin LCD Ekranın Yeni Bir Türü Oluşturuyor.
Çünkü onun hayatını resimler oluşturuyor.
Hub, kamera ile iletişim kurmak için 2,4 GHzde kendi Wi-Fi ağını oluşturuyor.
Şiiler Irakta büyük çoğunluğu oluşturuyor.
O magma yükseliyor ve volkanları oluşturuyor.
PDVSA Venezuelanın en büyük gelir kaynağını oluşturuyor.
Ama bir Moran bataryası yer çekimine karşı alan oluşturuyor.
Bu dalga şekli elektromanyetik metamateryali oluşturuyor.
Korea Digital Exchange, Oracle ile Güvenli ve Güvenilir Bir Ticaret Platformu Oluşturuyor.
Bunların 8,5 milyonunu binek arabalar oluşturuyor.
Bağımsız ülkeyi dolduran 430 milyondan fazla insan, Latin Amerika alanını oluşturuyor.
Tüm bu bilgilerinizi işleyerek, bir reklam profilinizi oluşturuyor Google.