OLUŞTURUYOR - Almanca'ya çeviri

bilden
oluşturur
şekillendirme
kurmak
teşkil
eğitmek
erstellt
yaratmak
hazırlamak
oluşturmak
yaratabilirsiniz
yaratın
schafft
yaratmak
yapmak
kurmak
yapabilir mi
başarır
başarmak
yaratır
oluşturmak
yaratın
erzeugt
üretmek
yaratmak
üretebilir
oluşturur
yaratır
entsteht
oluşur
oluşuyor
oluşabilir
doğar
ortaya
kaynaklanır
ortaya çıkar
yaratır
meydana
besteht
oluşur
oluşuyor
geçmek
oluşabilir
yapılmıştır
oluşan
ısrar
ibaret
vardır
darstellt
temsil
teşkil
tasvir
temsil etmek
oluşturabilir
temsil eden
göster
betimleyen
ausmacht
yapan
oluşturan
kapat
yaratabilir
kapatabilir misin
söndürmeniz
sorun
entfallen
oluşturuyor
ortadan kalkar
ise
kalmaz
generiert
üretmek
oluşturabilir
üretebilir
yaratabilir

Oluşturuyor Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Şili, İsviçrenin büyüklüğünü aşan bir Milli Parklar Ağı oluşturuyor.
Chile schafft ein Netzwerk von Nationalparks, das die Größe der Schweiz übersteigt.
Tüm sayfaların neredeyse tamamını müşteriler tarafından paylaşılan fotoğraflar oluşturuyor.
Fast ihre gesamte Seite besteht aus Fotos, die von Kunden geteilt werden.
Retoucher da fotoğraf kompozisyonunu geliştiriyor, bir model oluşturuyor, bir fotoğrafı geri getiriyor.
Unser Retusche verbessert auch die Fotomontage, erstellt ein Modell, stellt ein Foto wieder her.
O magma yükseliyor ve volkanları oluşturuyor.
Magma entsteht und steigt auf zu den Vulkanen.
Ufkunu Şövalye Adası, Günlükbarı ve karşılarındaki dağlar oluşturuyor.
Den Horizont bilden die Insel-Şövalye, Günlükbarı und die Berge gegenüber.
Dipenhidramin kaçınılmalı, uterus için tehlike oluşturuyor- bir azalmaya neden olabilir.
Diphenhydramin sollte vermieden werden, was eine Gefahr für den Uterus darstellt- kann zu einer Reduktion führen.
Aslan payı kurbanları oluşturuyor Nepal: orada öldü,
Der Löwenanteil der Opfer entfallen auf Nepal: dort starben 115 Menschen,
Dünyamız-- bizim çevremiz, bizim formumuzda-- bilgi oluşturuyor.
Dass die Erde- unsere Umwelt, durch uns- Wissen erzeugt.
Çin LCD Ekranın Yeni Bir Türü Oluşturuyor.
China schafft eine neue Art von LCD-Bildschirm.
Çünkü onun hayatını resimler oluşturuyor.
Sein Leben besteht aus Bildern.
Hub, kamera ile iletişim kurmak için 2,4 GHzde kendi Wi-Fi ağını oluşturuyor.
Der Hub erstellt ein eigenes Wi-Fi-Netzwerk mit 2,4 GHz für die Kommunikation mit der Kamera.
Şiiler Irakta büyük çoğunluğu oluşturuyor.
Schiiten bilden eine grosse Mehrheit im Irak.
O magma yükseliyor ve volkanları oluşturuyor.
Nun steigt Magma nach oben und ein Vulkan entsteht.
PDVSA Venezuelanın en büyük gelir kaynağını oluşturuyor.
Betroffen ist auch PDVSA, der eine wichtige Einnahmequelle für Venezuela darstellt.
Ama bir Moran bataryası yer çekimine karşı alan oluşturuyor.
Aber eine Moran-Batterie erzeugt Antigravitationsfelder.
Bu dalga şekli elektromanyetik metamateryali oluşturuyor.
Diese Wellenform generiert das elektromagnetische Meta-Material.
Korea Digital Exchange, Oracle ile Güvenli ve Güvenilir Bir Ticaret Platformu Oluşturuyor.
Korea Digital Exchange schafft mit Oracle eine sichere und zuverlässige Handelsplattform.
Bunların 8,5 milyonunu binek arabalar oluşturuyor.
Millionen davon entfallen auf den Umbau der Wagen.
Bağımsız ülkeyi dolduran 430 milyondan fazla insan, Latin Amerika alanını oluşturuyor.
Der lateinamerikanische Raum besteht aus mehr als 430 Millionen Einwohnern, die 21 unabhängige Länder bevölkern.
Tüm bu bilgilerinizi işleyerek, bir reklam profilinizi oluşturuyor Google.
Basierend auf all diesen Daten erstellt Google über Dich ein persönliches Werbeprofil.
Sonuçlar: 540, Zaman: 0.0509

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca