Onurun Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Çeviri: Senin onurun yok.
Asla pes etme, onurun ve mantığın müsaade ettiği sürece.
Senin onurun umurumda değil!
Deine Ehre ist mir egal!Senin onurun bu şirketten daha mı önemli?
Onurun var ve kendin tasarlayabilir ve yaratabilirsin.
Sie haben die Ehre und können sie selbst gestalten und gestalten.Onurun duyguları tamamen platonik.
Shikis gefühle sind rein platonisch.Çinde, Huawei ve Onurun uluslararası göremediğimiz bir dizi cihazı var.
In China bieten Huawei und Honor eine Reihe von Geräten an, die wir international nicht sehen.Senin onurun bizim ölçümüzdür!
Deine Würde ist unser Maß-!Bu onurun tamir edilmesi gerekiyordu.
Dieses Ehrenmal soll renoviert werden.Şöhret edinilmeli, fakat onurun sadece kaybolmamasına dikkat etmek yetecektir.”.
Ruhm muss erworben werden, die Ehre hingegen braucht nur nicht verloren zu werden.".Sen ve senin aptal onurun.
Du und dein dämlicher Stolz.Tanrı aşkına be kadın, onurun nerede senin?
Mein Gott, Frau, wo bleibt dein Stolz?Şeref başarısız bir şekilde Onurun menajerliğini yapmaktadır.
Şeref ist als erfolgsloser Manager von Onur tätig.Bu onur meselesidir ve bu onurun iade edilmesi gerekiyor.
Es ist eine Frage der Ehre, Biri Kraliçeyse onurun ve iyiliğin kaynağı gibi olmalı diğeri
Ist ölüm korkularının önüne koyan… 47 roninin anısı, onurun ve sadakatin.
Das Andenken an die 47 Ronin, als eines der größten Beispiele für Ehre und Treue zieht sich durch die Jahrhunderte.Biri Kraliçeyse onurun ve iyiliğin kaynağı gibi olmalı.
Quelle der Ehre und allem, was gut ist.Bu mahkemenin onuruna hakaret ediyorsun.
Sie beleidigen die Ehre dieses Gerichts.Ben onurlu bir adamım, tıpkı senin gibi.
Ich bin ein Mann der Ehre, genau wie Sie.Bana onurlu bir adam olduğun söylenmişti.
Sie sagten, Sie wären ein Mann der Ehre.
