Oturmayı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Tu, sabırsızlıkla: Ama ben buraya oturmayı öğrenmeye gelmedim, dedi.
bilgisayardan ne kadar uzakta oturmayı sevdiğinizi ölçün.
Çocuklar uzun süre bir yerde oturmayı sevmezler.
Tiffany Trumpın yanına defile boyunca hiç kimse oturmayı istemedi.
Hizmet mekanında hep oturmayı.
Ancak bazı misafirler yine de dışarıda oturmayı tercih ediyor.
Çocuklar uzun süre bir yerde oturmayı sevmezler.
Seninle takılmaktansa, karanlıkta evde tek başıma oturmayı tercih ederim.
Ben zaten orada oturmayı seviyorum.
O, müstakil evinde oturmayı tercih etti.
Oturmayı, yürümeyi ve özellikle de nasıl çay içildiğini.
Büyükbaba, oturmayı seviyorsun!
Burada oturmayı tercih ediyorum.
Bazı işler uzun süre oturmayı gerektiriyor.
Sizinle oturmayı seviyorum çocuklarım.
Burada oturmayı çok sevdim.
Oturmayı seviyorum. Ya da oturmak başka bir şey.
Onun öldüğü yerde oturmayı hak etmiyorsun. Burada olmamalısın.
Ama masada oturmayı seviyorum.- Evet.
O burada oturmayı umacak… ve benle Rick Stoolerın tabure olacağımızı umacak.