doch sie
ama o
fakat onlar
oysa onlar
ancak onlar
ama sen
ama siz
fakat siz
fakat kendilerine
bilakis onlar und sie
ve o
ve sen
ve siz
siz de
ya siz
ve hepsi
peki siz
ayrıca während sie
oysa onlar
yaparken
alırken
onlar ise
iken
verirken
çıkarırken
sırasında
ve sen
oysaki onlar aber sie
ama o
ama sen
ama siz
fakat onlar
fakat siz
ancak onlar obwohl sie
olmalarına rağmen
rağmen onları
oysa onlar
olsalar
halbuki onlar
ama o
olsalar da
yine de
olsalar bile obgleich sie
oysa onlar
oysaki onlar denn sie
çünkü onlar
çünkü sen
çünkü siz
çünkü bu
çünkü kendisi
oysa onlar und er
ve o
o da
ve onun
ve kendisi
o ise
sonra o
üstelik
ayrıca o
ve bana
ve adam
Oysa onlar Rahmana nankörlük ederler.Aber sie verleugnen den Erbarmer.Oysa onlar ne yaptıklarını bilmiyorlardı!Denn Sie wußten nicht, was Sie tun und taten!!Onları sana bakar( gibi) görürsün, oysa onlar görmezler bile.Und du siehst sie nach dir schauen, doch sie sehen nicht. Dağları yerinde donmuş gibi durur görürsün, oysa onlar bulutlar gibi geçerler. Und du siehst die Felsenberge, du denkst, sie stünden fest, während sie ziehen wie das Ziehen der Wolken. Oysa onlar , birbirlerini ölesiye seviyorlardı.… Okumaya devam et→.Und sie werfen einander verliebte… Weiterlesen.
Und er erinnerte sich.Oysa onlar inkarla girmişlerdirAber sie treten als Ungläubige einSen onları uyanık sanırsın, oysa onlar ( derin bir uykuda) uyuşmuşlardır. Und du meinst, sie seien wach, obwohl sie schlafen. Dünya hayatında, çalışmaları boşa gitmiştir, oysa onlar güzel iş yaptıklarını sanıyorlardı. Deren Eifer im irdischen Leben in die Irre ging, während sie meinen, sie täten gar etwas Gutes. Onların sana baktıklarını sanırsın, oysa onlar görmezler.Und du siehst sie nach dir schauen, doch sie sehen nicht. Oysa onlar yeryüzüne uluşıyor.Und sie greifen die Erde an.Oysa onlar Rahmana nankörlük ediyorlar.Aber sie verleugnen den Erbarmer.Oysa onlar , daha önce, üzerlerine yağmur yağdırılmasından iyice ümitlerini kesmişlerdi.Obwohl sie zuvor, ehe er auf sie niedergesandt wurde, hoffnungslos waren.donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler. sie stünden fest, während sie wie Wolken vorbeiziehen.Ve onları sana bakar görürsün, oysa onlar görmezler. Und du siehst sie nach dir schauen, doch sie sehen nicht. Oysa onlar kendilerini helak etti.Und sie vernichteten auch sich selbst.Oysa onlar , Bizim ayetlerimizi( bilerek) inkar ediyorlardı.Aber sie verleugneten dauernd unsere Zeichen.İnsanları da sarhoş olmuş görürsün, oysa onlar sarhoş değillerdir. Und du siehst die Menschen trunken, obwohl sie nicht betrunken sind. soyunu mu dostlar ediniyorsunuz? Oysa onlar , sizin düşmanlarınızdır! Wali an Meiner Stelle nehmen, während sie euch Feinde sind?! Oysa onlar Rahmanı tanımadılar.Und sie kennen kein Erbarmen.
Daha fazla örnek göster
Sonuçlar: 130 ,
Zaman: 0.1057