Patronumu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
ziyafet çektim, patronumu kurtardım!
Daha iyisi patronumu ara.
Sonra seni uyuşturdum ve patronumu aradım.
Ich betäubte dich und rief meinen Boss an.Ama pratikte, bir katilin ölmesini izlemek, patronumu kızdırmaktan daha az üzücü birşey.
Ich sehe lieber einen Mörder sterben, als meinen Chef zu verärgern.Ayrıca, geceleri patronumu eve bırakıyordum.
Und ich kutschiere meinen Chef heim.Kapa çeneni!- Patronumu arayabilirsin.
Schnauze!- Sie können meinen Chef anrufen.Saat tam 11de… oteldeki telefona gidip patronumu arayacağım.
Werde ich zum Telefon gehen, um meinen Chef anzurufen. Um Punkt 11 Uhr.Seni şikâyet edeceğim- patronumu da tanımıyorsun.
Ich zeige Sie an.- Dann lernen Sie meinen Chef kennen.Patronumu engelleyemedim… 19 yıllık evlilik.
Patronumu tatmin etmek kolay.
Patronumu ikna etmem gerekti ama Dr. Marstonı özgür bırakma planını kabul etti.
Patronumu ben öldürdüm.
Patronumu aramayı denemek istiyorsanız, buyurun deneyin.
Hayır, ben patronumu öldürmek istiyorum!
Ich will meinen Chef umbringen! Nein!Bu Çin yemeğini patronumu götürmeliyim… yani… başka bir zaman.
Ich muss jetzt das chinesische Essen zu meinem Boss bringen.Bak, kardeşlerim seni bulmak için patronumu tuttu… ve oraya buraya giriyorum!
Deine Brüder haben meinen Boss mit der Suche nach dir beauftragt. Hör zu!Ama bu eski patronumu, jinekologumu ve uzaktan kuzenimi durdurmadı.
Aber das hat meinen ehemaligen Chef, meinen Gynäkologen… oder meinen Cousin zweiten Grades nicht davon abgehalten.O zaman, patronumu arayıp bunu ona söyle.
Patronumu arayabileceğini söyleyin. Rozetimi de alabilirler. Umurumda değil!
Sagen Sie ihr, sie kann meinen Chef anrufen, die können mich ruhig feuern!Daily Globeda muhabirim ben! Patronumu arayın.
Ich bin Reporter beim"Daily Globe" Rufen sie ,meinen Boss an.
