PEARSON - Almanca'ya çeviri

Pearson Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Bu denklem için Pearson katsayısı 0,988 olarak hesaplanmıştır.
Der Korrelationskoeffizient nach Pearson für diese Beziehung ist -0,968.
Uluslararası olarak 1 milyondan fazla öğrenci Pearson tarafından akredite edilmiştir.
International studieren mehr als 1 Million Studenten von Pearson.
Student ın eşleştirilmiş t testi kullanılarak, ilişkiler Pearson product moment ile değerlendirildi.
Zur Überprüfung der Interkorrelationen zwischen den 4 Schülerskalen wurden die Zusammenhänge mittels Produkt-Moment-Korrelation nach Pearson errechnet.
İkinci bir tetikçi de isterdik ama Pearson o işi gördü.
Die zweite Schützin hätten wir auch gern, doch für Pearson ist es zu spät.
Beş yıl önceki Pearson Hardman toplantısı.
Die Pearson Hardman-Treffen von vor fünf Jahren.
Kuru Göz. Michael Pearsona bunun bedelini ödeteceğinden eminim.
Dry Eye. Sorg dafür, dass Michael Pearson dafür büßt.
Jessica Pearsonun Louis Litti işe geri almasının şaibeli olduğunu gösteren matematikle.
Wenn Jessica Pearson Louis Litt wieder einstellt.
Daha da iyisi sen Jessica Pearsona… hukuk lisansına mal olduğunu söylerken orada olmak olurdu.
Dass Sie ihr die Anwaltslizenz gekostet haben. wenn Sie Jessica Pearson.
Pearsonun bir kişiliği olduğunu kim bilebilirdi?
Wer hätte gedacht, dass Pearson Charakter hat?
Kelly. Kevin Pearsonu onure mi etmek istiyorsunuz?
Ihr wollt Kevin Pearson ehren? Kelly?
Kevin Pearsonu onure mi etmek istiyorsunuz? Kelly.
Ihr wollt Kevin Pearson ehren? Kelly.
Randall Pearsonu ise son bir kaç aydan beridir tanırım.
Randall Pearson kenne ich erst seit ein paar Monaten.
Hey, Kate Pearsondu, değil mi?
Hey. Sie sagten Kate Pearson, ja?
Bayan Pearsona birkaç numara gösterelim.
Mrs. Pearson zeigen wir's aber.
Beth Pearsona teşekkür etmek istiyorum. Ama öncelikle aramıza yeni katılan.
bei unserer neuen Tanzlehrerin, Beth Pearson.
Aslında… Ben Kevin Pearsonum, halka mal olmuş birisiyim. Bakın.
Hören Sie. Ich bin Kevin Pearson.
Ancak, bazıları Pearsonun yenilgiyi çok fazla düşünmeyeceğini iddia edebilir.
Einige mögen jedoch argumentieren, dass Pearson eine Niederlage nicht allzu sehr gemocht hätte.
Pearsona göre, tarih boyunca bilinçsizce yapılan savaşlar artık bilinçli ve önceden planlı olarak yapılmalıdır.
Laut Pearson sollten fortan ehemals spontan geführte Kriege bewusst geplant und geführt werden.
Jessica Pearsonun Louis Litti işe geri almasının şaibeli olduğunu gösteren matematikle.
Die Art Rechnung, die sagt, dass ein fragwürdiges Ergebnis herauskommt, wenn Jessica Pearson Louis Litt wieder einstellt.
Jessica Pearsonu uzun zamandır mahkemede görmüyordum.
Jessica Pearson vor Gericht. Das habe ich schon länger nicht gesehen.
Sonuçlar: 454, Zaman: 0.0284

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca