Pole Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Singapurda Leclerc pole pozisyonunu kaptı.
Leclerc, pole pozisyonunu alıyor.
Benim için pole pozisyonu gibi oldu!
Geriye kalan sekiz pilot Q4te pole pozisyonu savaşı verecek.
Şu anda biz pole pozisyonundayız.
Brezilyalı yarışçının kariyerinde 41 birincilik, 65 pole pozisyonu ve 3 dünya şampiyonluğu bulunuyor.
Pist Show starter on Bremgarten( Bremgartende bir yarışa pole pozisyonundan başla) Henüz değil.
Son seansta, iki sürücünün kalacağı'' pole'' pozisyonu mücadelesine kadar yine 90 saniyede bir eleme yapılacak.
Pist Show starter on Hockenheim( Hockenheimde bir yarışa pole pozisyonundan başla) Sezon 31, Yarış 17.
Meğer ne kadar çok polen tüketiyorlarmış.
Polene daha kısa bir süre maruz kaldılar.
Evet. Polen ya da onun gibi bişey.
Arılar beslenmelerinde ihtiyaç duydukları proteini polenden alırlar ve gereken tüm karbonhidratı da çiçeğin özsuyundan.
Polenin etkisi altında, hepimizin pişman olduğu… bir şeyler söylediğini ve yaptığını düşünüyorum.
Bu polene benziyor.
Polen falan herhalde, ne bileyim.
Yani, polenin tohum üretme yeteneği yok.
Polen burundan geçip… koku reseptörlerine geliyor.
Eğer sen de poleni solursan, anlayacaksın.
Polen, arı reçinesi ve balın şifalı olduğu Antik Yunandan beri bilinen bir şey.