RAHATLATMAYA - Almanca'ya çeviri

zu beruhigen
sakinleştirmeye
yatıştırmaya
rahatlatmaya
susturmaya
zu trösten
teselli etmeye
rahatlatmaya
avutarak
teselli olmaya
teskin etmeye
zu entspannen
rahatlamak
dinlenmek
gevşetmeye
sakin
zu entlasten
rahatlatmaya
temize çıkarmaya
hafifletmeye
aklamanın
zu lindern
hafifletmeye
azaltmaya
hafifletmeye yardımcı olur
rahatlatmak için
dindirmek
azaltılmasına
rahatlatmaya yardımcı olur
azaltılmasına yardımcı olur

Rahatlatmaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Six Senses Spa, rahatlatmaya adanmıştır ve konuklarımıza huzurlu bir sığınak sağlar.
Das Six Senses Spa ist der Entspannung gewidmet und bietet unseren Gästen einen ruhigen Rückzugsort.
Ameliayı rahatlatmaya çalışırken genellikle uykusuz geceler geçirmesine yol açıyor.
Babadook führt Amelia oft zu schlaflosen Nächten, während sie versucht, ihn zu trösten.
Onu rahatlatmaya çalışarak dedim ki: Merak etme.
Ich beruhigte sie indem ich sagte:"Mach dir keine Sorgen.
Onu rahatlatmaya çalışarak dedim ki: Merak etme.
Er versuchte sie zu beschwichtigen:"Mach dir keine Sorgen.
Seni rahatlatmaya çalışıyorum oysa böyle konular benim hayatımda… yoktur.
Ich versuche, dir zu helfen, obwohl trösten nicht zu meinem Wortschatz gehört.
Ne için rahatlatmaya?
Was für'ne Entspannung?
Ben seni rahatlatmaya çalışmıyordum.
Ich wollte Sie nicht trösten.
Saçıma ve enseme,… dokundu sanki beni rahatlatmaya çalışıyormuş gibi.
Er berührte mein Haar und meinen Nacken, als ob er mich trösten würde.
Belki de. Ya da belki bizi rahatlatmaya çalışıyor.
Vielleicht will sie uns beruhigen. Vielleicht.
Sadece seni rahatlatmaya çalışıyordum.
Ich will dich nur trösten.
Beni rahatlatmaya çalışıyorsun?
Willst du mich etwa trösten?
Belki de. Ya da belki bizi rahatlatmaya çalışıyor.
Vielleicht. Vielleicht will sie uns beruhigen.
Hiçbir sözleri beni rahatlatmaya yetmez.
Sie können mich nicht beruhigen.
Sadece seni rahatlatmaya çalışıyordum.
Ich… Ich wollte dich nur beruhigen.
Ya da belki ölmeden önce vicdanını rahatlatmaya çalışıyordu.
Aber vielleicht wollte er auch nur kurz vor seinem Tod sein Gewissen beruhigen.
Meditasyon konusunda uzman değilim. Ama kendini rahatlatmaya çalışıyorsan bence doğru kelime'' om.
Ich bin kein Meditationsexperte, aber wenn du dich zu beruhigen versuchst,… glaube ich, heißt das Wort"Om.
Öksürük yaygın bir grip semptomudur ve bazı ilaçlar rahatlatmaya yardımcı olabilir.
Husten ist ein häufiges Grippesymptom, und einige Medikamente können helfen, es zu lindern.
Bazı uyku pozisyonları, kulakları enfeksiyonlarından arındırır ve bazıları rahatlatmaya yardımcı olabilir.
Einige Schlafpositionen verschlimmern Schmerzen durch Ohrinfektionen, und einige können helfen, sie zu lindern.
Ve bir yerde bir gerginlik bulursan basitçe onu rahatlatmaya çalış.
Wenn Sie irgendwo eine Spannung merken, versuchen Sie, sie zu lockern.
ayaklarınızdaki kasları rahatlatmaya yardımcı olur.
die Muskeln in Rücken, Nacken und Füßen zu entspannen.
Sonuçlar: 52, Zaman: 0.0905

Farklı Dillerde Rahatlatmaya

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca