RAYLARI - Almanca'ya çeviri

Schienen
demiryolu
ray
atel
ateli
tren
demir yolu
Gleise
peron
platform
hat
tren

Rayları Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Onu rayların arasına çekti ve tren başlarını kılpayı ıskaladı.
Er hat ihn zwischen die Gleise gezogen, der Zug hat ihre Köpfe nur um Zentimeter verfehlt.
Tabii, raylar için kira istemesiyle başladı bu durum.
Aber natürlich, erst als er Miete für die Schienen verlangte.
Raylar tahrip edildi ve köprü yakıldı.
Schienen und Leitungen sind zerstört, Brücken brennen.
Çünkü rayların ve kaldırımın Birleştiği yerde olmak isterim.
Denn ich will da sein Wo Gleise und Pflaster aufeinandertreffen.
Pekala, raylardan ve araçtan uzak durmanızı istiyorum.
Ok, bitte Bewahren Sie Ruhe und bleiben vom Wagen und den Schienen weg.
Bu raylar 50 yıldır kullanılmıyor.
Die Gleise sind schon vor 50 Jahren aufgegeben worden.
Genelde bunu rayların kesiştiği yerde yapıyoruz ama… Son Duraka hoş geldiniz.
Willkommen zur Endstation. Normalerweise machen wir das dort, wo die Schienen sich treffen.
Oradaki bir adam rayların ikiye ayrıldığını söyledi.
Da sagte man ihm, dass sich die Gleise teilen.
Ray ve 100 bağlantıya demiryolu denmez.
Schienen und 100 Schwellen ergeben noch keine Eisenbahn.
Rayların sonu! Biz atlayacağız.
Da enden die Gleise. Wir springen.
Bir banliyö treni raylardan geçmekte olan bir kamyonla çarpıştı.
Ein Nahverkehrszug ist mit einem Lkw, der die Schienen überquerte, kollidiert.
Bu rayların batıya değil kuzeye yönelmesi gerekiyor.
Die Gleise müssten nach Norden führen, nicht nach Westen.
Rayların üstünde.- Gerçekten mi?
Auf den Schienen.- Wirklich?
Bu rayların kuzeye açılması lazım, batıya değil.
Die Gleise müssten nach Norden führen, nicht nach Westen.
Neden rayların bu kadar yakınına yapmışlar ki?
Warum hat er sie so nahe der Schienen gemalt?- Keine Ahnung?
Görüşmeyi rayların diğer tarafında yapacak.
Das Treffen ist auf der anderen Seite der Gleise.
Uh, Holly, Halsteddeki rayların altında bir ceset gördüğünü söyledi.
Äh, Holly hat wohl eine Leiche unter den Schienen an der Halsted gesehen.
Raylar özel asansörlerle bağlanır.
Die Gleise sind durch spezielle Lifte verbunden.
Neden rayların bu kadar yakınına yapmışlar ki?
Warum hat er sie so nahe den Schienen gemalt?
Fotoğraflar, yürürken astronotların rayların etrafındaki bir ayağa doğru ayak basmalarını gösterdiğini gösteriyor.
Die Fotos zeigen, dass Astronauten beim Gehen den Regolith um einen Fuß um die Gleise herum gruben.
Sonuçlar: 46, Zaman: 0.0391

Farklı Dillerde Rayları

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca