Rujun Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Erica! Erica. Rujun akmış.
Dein Lippenstift ist verschmiert. Erica.Evet. -Donna, işte rujun.
Ja. Donna, hier, dein Lippenstift.Donna, işte rujun. Evet.
Ja. Donna, hier, dein Lippenstift.Ve rujun.
Und deinen Lippenstift.Sağ ol. Biraz şey var… Rujun çok koyu olmuş.
Danke. Du hast etwas… Dein Rouge ist sehr dick aufgetragen.Yapıldığını biliyor muydunuz? Rujun, bir kadına iyi muamele ettiğinizde,… yüzüne kan hücum etsin diye,?
Wusstet ihr, dass Lippenstift entstand, um das Erröten einer Frau zu simulieren, wenn man es ihr gut gegeben hatte?Yılında FDA çalışmayı genişleterek çeşitli şirketlerden 400 değişik rujun içindeki kurşun miktarlarının düzeylerini açıkladı.
Ausbau der FDA Werk im Jahr 2010 verschiedene Mengen von Blei in Lippenstift 400 Unternehmen unterschiedlichen Schwierigkeitsgrad.Rujun, bir kadına iyi muamele ettiğinizde,
Sana rujunu sil dedim.
Ich sagte, wisch den Lippenstift ab.Biraz ruja ne dersin?
Möchtest du etwas Lippenstift?Rujumu tazelemek istemiştim sadece.
Ich wollte nur Lippenstift nachziehen.Rujunu taşırmama gibi bir zorunluluğun olmaz.
Der Lippenstift muss die Konturen nicht einhalten.Rujunu seviyorum ve dinliyor.
Ich mag ihren Lippenstift, und sie gehorcht.Buffy, hiç rujum yok. Benimkini kullan.
Buffy, ich habe keinen Lippenstift.Hayır… İşte rujdur saçtır, destekli sütyendir falan.
Nein, einfach mal Lippenstift, das Haar, Push-Up-BH, du weißt schon.Sen ve ruj tehlikeli bir karışım.
Du und Lippenstift seid eine gefährliche Kombination.Mektup yerine ruju mu inceliyorsun?
Du analysierst den Lippenstift statt des Briefs?Bu durum birisinin rujumu çalması değil ki.
Sie hat mir nicht einfach einen Lippenstift geklaut.Melisa, ruj burada değil.
Melisa, der Lippenstift ist nicht da.Rujunu ver bana.
Gib mir deinen Lippenstift.
