SALMAN - Almanca'ya çeviri

Salman
selman
-salman

Salman Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Salman: Kirli kampanyaya taviz vermeyiz.
Brackmann: Kein schmutziger Wahlkampf.
Sen de bana söyle, Balığı salman gerekir.
Sag es: Man muss den Fisch loslassen.
Bazen balığı salman gerekir.
Man muss den Fisch loslassen.
Ekrandaki adam Salman Radek.
Der gezeigte Mann ist Salman Radek.
Bu, turistlere sineksiz bir yaz sözü verip kasabaya… yüzlerce yarasa salman gibi değil.
Und dann Fledermäuse freigelassen haben. Nicht wie damals, als Sie einen moskitofreien Sommer versprachen.
Ağabeyi İsmail dışadönük biri ama Salman çok sessizdi.
Sein Bruder Ismail ist aufgeschlossen, aber Salman war sehr ruhig.
Anasayfa Dünya Manchester saldırısı: Salman Abedi kimdir?
Terroranschlag in Manchester: Wer war Salman Abedi?
Onlar da Salman gibi hayatları boyunca azimli kendi kendine öğrenen kişilerdi
Genau wie Salman waren sie ihr ganzes Leben beharrliche Autodidakten,
Çarşamba günü Salman Khanın dünya çapında öğrencilere yüzlerce konu öğreten Khan Academy sitesi hakkındaki muhteşem konuşmasını duyduğumda bir an geçmişe döndüm.
Als ich den wunderbaren Vortrag hörte, den Salman Khan am Mittwoch über die Online-Khan-Academy hielt, an der Studenten aus der ganzen Welt Hunderte von Sachgebieten lernen können, hatte ich einen Flashback.
Şaşırtıcı kalmak!: yanı sıra Salman, Shawna, onların çocukları
Amazing stay!: D: enjoyed durch Salman, Shawna, ihre Kinder
lider olan Salman, dünya çapındaki komplolara da katıldı.
der Hezbollah, war Salman auch weltweit in Anschläge verwickelt.
Bir iblis saldırırsa falan diye ertelemek istemez misin?
Das solltest du verschieben, falls ein Dämon angreift.
Saldıracak iblislerimiz olduğunu duydum?
Ich habe gehört, dass uns Dämonen angreifen?
Sivri uçlu sopayla saldıran biri gibi?
Wie jemand, der mit einem spitzen Stock angreift.
Ama Steinerın saldıracağını düşünmüyorsunuz değil mi?
Aber Sie glauben nicht, dass Steiner angreift,?
Stannis Çamur Kapısına saldırırsa planımız ne olacak?
Wenn Stannis das Schlammtor angreift, was ist dann unser Plan?
İpi sal, biraz yüksel ben
Lass etwas Leine
Eğer baş rahibe şimdi saldırırsak, Şerifin yalanlarını doğrulamış oluruz.
Wenn wir den Abt jetzt angreifen bestätigt das nur die Lügen des Sheriffs.
Önce biz saldırırsak hayatta kalma şansımız yok.
Wenn wir angreifen, überleben wir es nicht.
Hey Sal, benim için bir şeylerin var mı?
Hey, Sal. Hast du was für mich?
Sonuçlar: 113, Zaman: 0.0418

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca