SALYA - Almanca'ya çeviri

Speichel
tükürük
salya
Spucke
tükürük
tükür
salya
tükürürüm
tükürün
sabbern
salya akıtmak

Salya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Peki ya salya ve mukoza salgısı?
Was ist mit dem Speichel und dem Schleim?
Hayvan kafatasında, ağza salya ileten bir kanal buldu.
Er hat eine Röhre in Tierschädeln gefunden, die Speichel in das Maul weiterleitet.
Îles du Salut( salya Adaları), Fransız Guyanasının kıyılarında küçük adalar bulunmaktadır.
Îles du Salut(Salivation Inseln) verfügt über kleine Inseln in Französisch-Guayana-Küste.
Sürekli salya silmek.
Ständig Schleim aufwischen.
Bazılarının ağzından salya akıyordu, diğerinin arası gözüktü eğildiğinde.
Manchen lief der Sabber aus dem Mund, einer zeigte beim Bücken seine Spalte.
Neden? Tek yaptığın salya akıtmak ve yatmak.
Du sabberst und haarst und frisst doch nur.
Kandan sonra… köpek gibi koklayarak, salya akıtarak gelirler. Erkekler, erkekler.
Kommen die Jungs, schnüffelnd, geifernd wie Hunde. Nach dem Blut Jungs, Jungs.
Dün öyle bir e-posta aldım ki; salya.
Habe gestern diese Mail bekommen :eek.
Sahip olmadığı bir milyonu götürüp, yakalanınca salya sümük ağlayayım mı?
Der sich eine Million abzweigt und losheult, wenn er erwischt wird?
Tulumda hiçbir şey yoktu… bu yüzden üstünde salya olan hırkanın kayıp olduğunu söylüyor.
Auf dem Strampler war nichts, und sie behauptet also, der Speichel sei auf dem fehlenden Jäckchen.
Suçlunun salyası hakkında bilgim var.
Ich habe Infos über den Speichel des Täters.
Salyası dondu, vücudunu soğuk kapladı.
Spucke gefroren, die Kälte dringt ein.
Kurbanın salyası ve deri izi varmış
Speichel und Haut vom Opfer sind überall,
Neye bezlere ve salyalara mı alıştık?
Was haben wir gespielt, Windeln voll machen und Sabbern?
Etobur teri ve salyası kokuyor.
Das ist der Geruch von Fleischfresser-Schweiß und Speichel.
Dudaklarını yala ve em, sonra da salyasını yutun efendim.
Leckt und saugt an ihren Lippen, dann schluckt ihre Spucke, Sire.
Akşam doktora götürüp salyayı durdurma işine bakacaklar.
Sie bringen ihn nachher zum Arzt. Vielleicht können sie das Sabbern stoppen.
Hofstadterın, kız kardeşinin ağzındaki salyayı emmesi falan?
Wie Hofstadter den Speichel aus dem Mund deiner Schwester saugt?
Biliyorum salyalıydı ve kötü kokuyordu ama bizi seviyordu.
Ich weiß, er sabberte und roch schlecht, aber er liebte uns.
Görüşürüz, sizi aptal salyalı… Neler ol…?!
Tschüss, ihr blöden sabbernden… Was,!
Sonuçlar: 47, Zaman: 0.0451

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca