SARILAR - Almanca'ya çeviri

gelb
sarı
sararmış
yellow
sarının
gelben
sarı
sararmış
yellow
sarının
gelbe
sarı
sararmış
yellow
sarının
Gelbtöne

Sarılar Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Kırmızılar OECD ortalamasının altındakiler. Sarılar eh işte ve yeşiller çok iyi giden ülkeler.
Rot bedeutet unter dem OECD-Durchschnitt, gelb bedeutet mittelmäßig und die Länder in grün sind am stärksten.
Zengin kırmızılar, sarılar, portakallar ve beyazlar zahmetsizce birleşir.
Die satten Rottöne, Gelbtöne, Orangen und Weiß vereinen sich mühelos.
Oaktownda işler tahmin ettiğim gibi giderse… kahverengilerle sarılar, zencilerle beyazlara karşı olacak.
Wird es heißen Braun und Gelb gegen Schwarz und Weiß. Wenn es in Oaktown so läuft, wie ich glaube.
Yeşiller bir saatte, maviler dört saatte, sarılar 15, ve beyazlar sekiz saatte,
Roten lösen sich in einer Minute auf, die gelben in 15, die grünen in einer Stunde,
Ve kahverengi ve sarılar yaşadığın bu trajedide; ailenin vurulması.
dass die Braunen und Gelben… nichts mit der Tragödie zu tun hatten, die deine Familie getroffen hat.
Siyahlar, Sarılar, Fransızlar, Latinler,
Hündchen in Taschen, Gelbe, Franzosen, Latinos,
Sarısı az pişmiş mi?
Das Gelb angestochen?
Evet, sarısı az pişmiş.
Ja, das Gelb angestochen.
Açık sarıydı. İlk görüşte âşık oldum.
Leuchtend gelb, Liebe auf den ersten Blick.
Biraz. Fred, onu sarıya dönüştürmem için bir büyü öğretti.
Nur ein bisschen. Ich könnte ihn gelb zaubern.
O sarıyı sadece İmparator giyinebilir.
Es ist kaiserliches Gelb.
Yeşil, sarı, kırmızı, beyaz ve mavi.
Grün, gelb, rot, weiß und blau.
Sarı, yeşil, yeşil, kırmızı.
Gelb, grün, grün, rot.
Biraz. Fred, onu sarıya dönüştürmem için bir büyü öğretti.
Ich könnte ihn gelb zaubern. Nur ein bisschen.
Sarı olduğundan emin değiliz. Duvarların aslında.
Wir sind nicht sicher, ob die Wände wirklich gelb waren.
Sarısı öyle mükemmeldi ki.
Dieses Gelb war fantastisch.
Ama annem odamı sarıya boyamama izin vermiyor.
Aber Mama erlaubt mir nicht, mein Zimmer gelb zu streichen.
Ben sarıyı severim.
Ich mag gelb.
Dersin ki sarısı nereye gitti.
Wo ist das Gelb hin.
Büyük sarı biriyim ve jöle servis ediyorum.
Ich bin groß und gelb Und serviere Wackelpudding.
Sonuçlar: 40, Zaman: 0.0571

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca