SIPARIŞ ETTIĞINIZ - Almanca'ya çeviri

• sie bestellt haben
• bestellte
• Bestellung

Sipariş ettiğiniz Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Efendim, Kahireden sipariş ettiğiniz paket 3 gün erken geldi.
Sir, das Paket, das Sie in Kairo orderten, kam drei Tage früher an.

Sadece hamburger ve patates kızartması sipariş ettiğiniz sürece.
Solange Sie Burger und Pommes bestellen.

Ne tür bir et sipariş ettiğiniz de önemli.
Welches Fleisch Sie bestellen, ist auch wichtig.

Sipariş ettiğiniz ürünler birkaç iş günü içerisinde elinizde olacaktır.
Ihre bestellte Ware ist dann innerhalb weniger Arbeitstage bei Ihnen.

Bizden sipariş ettiğiniz ürünleri teslim etmek..
Zur Anzeige Produkte, die Sie bestellt haben, zu uns liefern.

Bazen sipariş ettiğiniz her şeyi aynı anda göndermeyiz.
Manchmal können wir nicht alle von Ihnen bestellten Produkte zur gleichen Zeit versenden.

Öğe, sipariş ettiğiniz boyuttur ancak sığmaz.
Artikel ist nicht die Größe, die Sie bestellt haben.

Sipariş ettiğiniz plana bağlı olarak günlük yedekleriniz,
Abhängig von dem Plan, den Sie bestellt haben, haben Sie tägliche Backups,

genellikle hesabınız tam olarak bakınız, ürünleri, sipariş ettiğiniz.
bleibt ein Minus, weil sie oft zu ihr Konto genau die Produkte, die Sie bestellt haben, zu sehen.

Örneğin, göğsünüzün ölçüsü 37 inç ise, normalde normalde sipariş ettiğiniz bluz budur.
Zum Beispiel, wenn Ihre Brustmessung 37 Zoll ist, dann ist das normalerweise die Größe Bluse, die Sie bestellen würden.

Pizza sipariş ettik birkaç kızla biraz parti yaptık.
Wir bestellten Pizza, hatten eine kleine Party mit ein paar Mädchen.

İçki sipariş etmiştik,… ve onları içmek istiyoruz.
Wir haben was zu trinken bestellt, und das werden wir auch trinken.

Birkaç video oyunu sipariş ettik. Ne var?
Was? Wir haben ein paar Videospiele bestellt.

Bir şey sipariş etmek istemiyorum.
Ich möchte gar nicht bestellen.

Jjajangmyeon sipariş ettik.
Wir bestellten Jjajangmyeon.

Kahvaltı sipariş etmek istiyorum.
Ich will Frühstück bestellen.

Fazla yemek sipariş etme. Üzgünüm.
Bestell nicht zu viel zum Mittagessen. Tut mir leid.

Bir pizza sipariş etmek istiyorum.
Ich möchte eine Pizza bestellen.

Biraz takvimler sipariş etmeliyiz!
Wir müssen neue Kalender bestellen.

Sipariş etmek istediğim bir kitap var.
Ich will ein Buch bestellen.