SOYMAK - Almanca'ya çeviri

ausrauben
soymak
soyalım
soyarım
überfallen
soymak
işgal
saldırı
tarafından işgal
saldırdı
baskın
saldırıyor
istila
tarafından istila
soyan
ausziehen
taşınmak
çıkarmak
çıkartmak
soyun
ayrılmak
zu schälen
soymak
soyulmaya
zu berauben
soymak
mahrum
elinden alınmasını
zu beklauen ist
plündern
yağmalamak
yağma
soymak
talan
ausnehmen
soymak
temizlemek
para
auszurauben
soymak
soyalım
soyarım
zu rauben
çalmaya
soymaya

Soymak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Tek yapman gereken banka soymak ya da bir köpeği tekmelemek.
Du musst nur eine Bank ausrauben oder einen Hund treten.
Caddenin karşısında oturuyorum ve seni soymak istiyorum.
Ich wohne gegenüber… und ich möchte Sie ausziehen.
Evet. Popeu soymak intihar demek.
Ja. Pope zu beklauen ist Selbstmord.
Jimmie, çamaşır dolabını soymak zorundayız.
Jimmie, wir müssen Ihren Wäscheschrank plündern.
Alışveriş onarıma ihtiyacı olabilir ya da soymak olabilir.
Shopping kann repariert werden müssen, oder sie können zu berauben.
Kaliforniyada otel odalarında portakal soymak yasak.
In Kalifornien ist es verboten in einem Hotelzimmer Orangen zu schälen.
Romeo onu soymak istediğimizi öğrendi.
Romeo weiß, dass wir ihn ausrauben wollten.
Ve benim işim Soymak ve talan etmektir.
Und es ist mein Beruf, von ihnen zu stehlen und zu rauben.
Banka soymak istiyorum.
Ich WILL eine Bank überfallen.
Sanırım tuhaf bir anda geldim. Beni soymak istiyorsanız, evet.
Vielleicht ist das- Wenn Sie mich ausziehen wollen, ja.
Hepsini. Şu yeni kiliseyi soymak istiyorlar… Yeni kantiği.
Alle, bitte. -die New Canticle. Die beiden wollen'ne Kirche ausnehmen.
Evet. Popeu soymak intihar demek.
Pope zu beklauen ist Selbstmord. Ja.
Bu sonunda adil bir sistem nerede robot sağlayıcınız kör soymak değil çalışıyor.
Das ist schließlich ein gerechtes System, wo Ihr Roboter-Anbieter versucht nicht, Sie blind zu berauben.
Yeni birini tanımak bir soğanı soymak gibidir.
Ein neues kennenzulernen ist wie eine zwiebel zu schälen.
Öğle arasında banka soymak istemezsin, değil mi?
Du willst mittags keine Bank ausrauben, oder?
Banka mı soymak istiyorsun?
Du willst Banken überfallen?
Ondan sonra da onu soymak istedin.
Und deshalb wolltest du sie ausziehen.
O kumarhaneyi hep soymak istedim Rudy.
Dieses Casino wollte ich schon immer ausnehmen.
Q ve Tony sonra Frankin kendisini soymak için geri dönmekten bahsettiler.
Q und Tony sprach dann über die Rückkehr zu Franks, ihn zu berauben.
Ailenizi soymak ve yok etmeye çalışmak yetmedi.
Es hat nicht gereicht, Ihre Familie auszurauben und zu zerstören.
Sonuçlar: 201, Zaman: 0.0507

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca