Suçluyu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Sokaktaki her suçluyu tanıyor musun?
Suçluyu korumak için her şeyi yapabilecek biri.
Sorun ortadan kalktıysa, suçluyu buldunuz demektir.
Verschwindet Sokaklardaki kaç suçluyu içeriye tıktığını biliyorlar mı acaba?
Okul suçluyu bulduklarını düşünüyor ama.
Ama sizi temin ederim ki suçluyu bulacağım… ve yaptıklarının hesabını verecek.
Und ihn oder sie zur Verantwortung ziehen werde. Aber ich versichere Ihnen, dass ich den Schuldigen finden werde.Bir suçluyu tutukladık ve suçunu itiraf ettirdik.
Wir verhafteten einen Kriminellen, und er gestand.Neden orada bir suçluyu yakalamaya çalışıyordun?!
Polis suçluyu asla yakalayamadı.
Die Täter hat die Polizei nie gefasst.Fakat ben hala suçluyu bulamadım.
Aber den Übeltäter habe ich immer noch nicht gefunden.Bir grup haini, suçluyu, teröristi geri çağırmak istiyorsun. Gileadde.
Ein Haufen Verräter, Kriminelle, Terroristen, und Sie möchten sie wieder willkommen heißen.Ama galiba suçluyu yakalamışlar bile.
Aber ich glaube, der Schuldige ist bereits festgenommen worden.Birilerinin suçluyu bulmasını istemez miydiniz?
Würden Sie nicht wollen, dass man den Schuldigen findet?Herhalde bir suçluyu sevmek zor.
Es ist vermutlich schwer, einen Verbrecher zu lieben.Suçluyu anlamak.
Den Täter verstehen.Rehabilitasyon, suçluyu toplumun bir üyesine dönüştürmeyi amaçlamaktadır.
Rehabilitation zielt darauf ab, den Kriminellen zu einem Mitglied der Gesellschaft zu reformieren.Birçok suçluyu ameliyat etmiş.
Er hat viele Kriminelle operiert.Sonunda buldukta suçluyu.
Endlich ist der Schuldige gefunden.Biz suçluyu yakaladık bile!
Wir haben den Schuldigen schon!Suçluyu da bulursun.
Dann findet man die Verbrecher.
