Takas etmek Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Yıldızları gözlemlemek… sinemaya gitmek… sevmediğimiz mezeleri takas etmek, İçmeye gitmek.
Çok acıkınca biri onu takas etmek isteyebilir.
Bu bir karar anıydı.'' Sizin değerli sırlarınızı korumak ya da Katya ve ailesi için onları takas etmek.
yazın geri kalanını sigara ile takas etmek için şeker çalmakla geçirirdi.
Hisseleri takas etmek, teknolojiyi paylaşmak ve milyonlarca… hatta trilyonlarca
yapıyorsa, örneğin hastalığını takas etmek sadece o deneye ait çocuklarda mı işe yarıyor?
Van Wickleın kapıları açılıp devler salınmadan önce… çabucak yağma yapıp altınlarını silahla takas etmek.
Amerikalılar Abelın sahip olduğu bütün bilgileri öğrendiler ve şimdi Powers denen adamı alma ümidiyle takas etmek için sabırsızlanıyorlar. Belki de henüz vermesi gereken bütün bilgileri vermemiştir.
bu sırları, kendilerine ait bir gezegenle takas etmek istedikleri biliniyor.
dünyanın dördüncü büyük müzik firmasını yirmibeşinci büyük havayolu firması için takas etmek, ona göre aklını kaçırmıştın.
Alma, Scott, bu mekan bir striptiz kulübü şehir de Howard sokağını kurumsal bölge ilan etmiş, ama diğer mekan ile takas etmek istiyorlar. Neler döndüğünü bulmanızı istiyorum.
Diğerlerini hayatımla takas etmem gerekti.
Pee-weeyi kamyona takas etmeye çalıştım… ama geri zekalı bir zenci işlerine yaramazmış.
Dolandır, takas et ve sat.
Paziye söyle, silahla horoz takas etmeye hazırım.
Hayatlarımız yok oluyor, onlarla takas ettiğimiz para gibi harcanıyor.
Ve bu takas etmeye değecek birşey olur.
Kendiminkini takas ettim ama seninkini sakladım.
Çünkü onları hiç takas etmedi. Neden?
Snips sizinle takas etmiş ama kamp gereçleri onun değildi. Hey!