TAKMIŞ - Almanca'ya çeviri

trägt
giymek
taşımak
takmak
giyiyor
giyer
taşıyabilir
taşıyan
takıyor
giyen
taşır
besessen ist
tragen
giymek
taşımak
takmak
giyiyor
giyer
taşıyabilir
taşıyan
takıyor
giyen
taşır
trug
giymek
taşımak
takmak
giyiyor
giyer
taşıyabilir
taşıyan
takıyor
giyen
taşır

Takmış Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Sevimli Köpek Peruk Takmış.
Entzückende Hunde, Die Perücken Tragen.
Düğme takmış olsaydın, korkudan ödüm patlardı.
Ich hätte Angst, wenn Sie tatsächlich Knöpfe tragen würden.
İlk iki sefer turuncu takmış, şimdi de mavi.
Bei den ersten beiden trug er orange, jetzt hat er zu blau gewechselt.
Maske takmış insanlar gibi görünüyor. O tıpkı.
Es ist wie… Es trägt menschliche Gesichter wie Masken.
Peşine birini takmış olsaydım, hangisini takmış olabilirdim?
Wenn jemand auf Sie angesetzt worden wäre, wer wäre es gewesen?
Takmış olduğu kolyenin adı Tanrılar Gözü Madalyonu.
Die Kette, die sie trägt, ist das Götterauge-Medaillon.
Kilidi takmış olması. Becerikli kadınsın, Esmé.
Schloss angebracht. Du bist eine fähige Frau, Esmé.
Sadece sırtına yüzgeç takmış, bizi korkutmaya çalışan bir çocuk.
Ein Junge mit'ner Flosse auf dem Rücken, der uns Angst einjagen will.
Maske takmış insanlar gibi görünüyor. O tıpkı.
Es trägt menschliche Gesichter wie Masken. Es ist wie.
Hepimiz borçluyuz. Neden sana kafasını böyle takmış olduğu hakkında bir fikrin var mı?
Wir alle verdanken Ihnen unser Leben. Wissen Sie, warum er derart auf Sie fixiert war?
Takmış olduğum öz güven maskesi artık sahte değil.
Masken, die wir tragen, täuschen mich nicht mehr.
Belki bazıları takmış olabilir!
Mancher kann sie tragen.
Ölüme takmış kişiler için kendinizi çok şiddet üstü düşünüyorsunuz.
Für vom Tod besessene Männer lehnen Sie Gewalt sehr kategorisch ab.
Neden isim kartı takmış ki?
Warum trug sie ein Namensschild?
Öyleyse Jarvis peşime adam takmış olmalı.
Dann muss Jarvis jemanden auf mich angesetzt haben.
Evet, çıkartmaları minibüse daha sonra takmış olmalı.
Ja, er muss den Wagen erst später beklebt haben.
Biliyorum, şaka yapıyordun ama bacak desteği takmış olman çok seksi.
Du machtest Witze, aber ich finde es sexy, dass du Beinschienen getragen hast.
Her gün yeni bir plaka takmış.
Jeden Tag hat er ein neues.
Bu çocuk her kimse Turner ona takmış.
Wer auch der Junge ist, Turner ist von ihm besessen.
Kayıtlara göre, Komutan Lewis Sol 17de kullanmış ve şarj etmek için barınağa takmış.
Lewis schloss ihn laut Logbuch an sol 17 an die Station an, um ihn aufzuladen.
Sonuçlar: 86, Zaman: 0.0299

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca