TREYIN - Almanca'ya çeviri

Trey
Treys
treyin

Treyin Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Kötü olan Treyin yaptıkları değildi.
Das Schlimmste war nicht, was Trey getan hat.
Hem, Ryan ve Treyin çok karmaşık.
Abgesehen davon ist das mit Ryan und Trey ziemlich kompliziert.
Ben de kardeşin Treyin durumuna bakacağım.
Ich werde mal sehen, wie es seinem Bruder Trey geht.
Bir arkadaşım maçta Treyin ayağına basmıştı.
Ein Freund von mir trat Trey mal auf den Fuß.
Treyin yanına döneyim. Sağ ol.
Ich geh besser wieder zu Trey.- Danke.
Treyin kazazedelerinden biri daha olmasını engellemeye çalışıyorum.
Ich versuche, ein Opfer vor Trey zu bewahren.
Treyin o halini hiç görmemiştim. Spermler yüzünden.
Diese Seite habe ich an Trey noch nie gesehen.
Burada Treyin diğer fotoğrafı var.
Hier ist noch ein Foto von Trey.
Treyin evinde bulduğumuz videolardan birinde ikisi de görünüyor.
Beide waren in einem der Videos, die wir bei Trey gefunden haben.
Onlar Treyin sözlerine karşılık, bana asla inanmazlar.
Sie würden mein Wort nicht über das von Trey stellen.
Uyumak Charlotteun Treyin yatağa girdiğinde yapmasını umduğu son şeydi.
Schlaf war das Letzte, was Charlotte von Trey im Bett erwartete.
Ben, aslında kutlama için Treyin evine gidiyordum.
Ich wollte eigentlich zu Trey gehen, um mit ihm zu feiern.
O zaman, ölümcül bir kaza olduğunu söyleyen beyefendi, Treyin gurup lideri ölmüş,
Dieser Gentleman sagte, dass ein tödlicher Unfall passiert ist, dass… dass… dass Treys Gruppenleiter tot ist
Bronx değildi ama içerlerde bir yerde Treyin horozu ötmeye başlamıştı.
aber tief in seinem Innern begann Treys Hahn zu krähen.
O gece Mirandanın dijital teşhisinden ilham alan Charlotte Treyin durumu için bir çare aramaya başladı.
An diesem Abend, inspiriert durch Mirandas Digitaldiagnose, surfte Charlotte nach einer Heilung für Treys Malheur.
Ben sana Treyi versem sen de bana kızı?
Wenn ich Ihnen Trey gebe und Sie geben mir das Mädchen?
Treyde Kennynin numarası olabileceğini düşündüm, anladın mı?
Trey musste Kennys Nummer in seinem Handy haben?
Yarım saat içinde Treyle buluşacağını sanıyor sahada, bu yüzden acele etsen iyi olur.
Er denkt, er trifft Trey in 30 Minuten, also beeil dich.
Ferg, Treyi odama getir.
Ferg, bring Trey in mein Büro.
Ben… yaptıkları için Treyle yüzleşmeye gittim,
Ich hab Trey wegen des Vorfalls zur Rede gestellt
Sonuçlar: 61, Zaman: 0.0354

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca