TUTARSIN - Almanca'ya çeviri

hältst
tutmak
tutar
tutuyor
tutabilir
tutacak
düşünüyor
tutan
korumak
düşünür
hakkında
halten
tutmak
tutar
tutuyor
tutabilir
tutacak
düşünüyor
tutan
korumak
düşünür
hakkında
hält
tutmak
tutar
tutuyor
tutabilir
tutacak
düşünüyor
tutan
korumak
düşünür
hakkında

Tutarsın Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Kafa travması yaşayan birini daima uyanık tutarsın.
Jemand mit einer Kopfverletzung muss immer wach gehalten werden!
Bir yumurtayı mum ışığına tutarsın ve kusurlarını arasın.
Sie halten ein Ei an das Licht einer Kerze und suchen nach Mängeln.
Ancak beni öyle tutarsın.
So kannst du mich behalten.
Umarım bundan önce de yaptığın gibi beni tutarsın.
Und ich hoffe, Du passt auf mich auf, so wie vorher auch.
Onun iyiliğini düşünüyorsan onu benden uzak tutarsın.”.
Wenn du weißt, was gut für dich ist, dann bleib weg von ihr!“.
Belki bu sefer çeneni kapalı tutarsın.
Vielleicht hältst du dieses Mal ja einfach deinen Mund.
Dava kaybedilirse o zaman adamlarının hayatlarını her şeyin ötesinde tutarsın.
Wenn der Krieg verloren ist, wirst du das Leben deiner Männer über alles andere stellen.
Köprünün bu tarafında, başını önüne eğer, çeneni kapalı tutarsın.
Auf dieser Seite der Brücke hältst du den Kopf gesenkt und den Mund zu.
Ya bunu yapacaksın, ya da kateteri sikinden çıkarır… ve şişeyi tutarsın ki, o da içine işeyebilsin.
Und hältst'ne Flasche, in die er reinpissen kann. Na, entweder machst du es, oder du schiebst den Katheter von seinem Schwanz.
olduğunu… ve nerede yaşadığını anlayana kadar… çeneni tutarsın.
was die Überbevölkerung ist… Damit du in Zukunft vielleicht deinen Mund hältst… und wo sie ist.
Ya da bu Amerikalı konusunda bana yardım etmeyi seçer,… piyangonun tadını çıkartır,… çeneni de kapalı tutarsın.
Oder Sie helfen mir mit dem Amerikaner… erhalten dafür ein Honorar… und halten den Mund.
Kendini kurşun geçirmez falan sanma… ama bunu duvarını ya da kapına asarsan… sana zarar verebilecek olan şeyleri kendinden uzak tutarsın.
Du musst nicht kugelsicher werden oder so, aber wenn du das an deine Wand oder die Tür hängst, hält es dir alle bösen Kräfte wirksam vom Leib.
Sana bir miktar aktaracağım-- mekiğe geri dönünceye… kadar nefesini tutarsın… ve hergün egzersiz yapmaya başlıyacağıma söz veririm.
Sie halten den Atem an, bis wir beim Shuttle sind, und ich fange mit Sport an.
Hayat tutarlı değil.
Das Leben ist nicht konsequent.
Eğer beni uzun süre yukarıda tutarsan, kafan patlayacak mı?
Explodiert dein Kopf, wenn du mich lange hier oben hältst?
Robin Hood beni esir tutarken zavallı, zayıf bir kadın gördüm.
Ich sah die arme, bedauernswerte Frau, als Robin Hood mich gefangen hielt.
Bu tutarı ara.
Suche diesen Betrag.
Eğer çeneni kapalı tutarsan… hiçbir şey yapamazlar.
Aber wenn du deinen Mund hältst, können sie dir nichts anhaben.
Eğer sinemada elini tutarsa her şey biter.
Wenn sie im Kino seine Hand hält, ist alles vorbei.
Ne kadar tutar biliyor musun?
Wissen Sie, was das kostet?
Sonuçlar: 43, Zaman: 0.0358

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca