TUTMANIN - Almanca'ya çeviri

zu halten
tutmak
korumak
kalmasına
tutulması
tutun
tutarak
uydurmak
tutacak
sürdürmek için
zu behalten
tutmak
korumak
kalmasına
saklamak
tutacak
zu bewahren
korumak
kurtarmaya
saklamak
tutmak
muhafaza etmek
korur
festzuhalten
tutmak
yakalamak
tutunmak
sıkı tutun
dayan
sımsıkı
zapt
alıkoymak
hierzubehalten
burada tutmak
burada kalmamı
burada tutacaksın
aufzubewahren
saklamak
saklayın
tutmak
muhafaza
saklanabilir
saklanması
tutulması
saklayabilir misin

Tutmanın Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Taze tutmanın tek yolu.
Die einzige Möglichkeit, es frisch zu halten.
Artı Onları Canlı Tutmanın 5 Yolu.
plus 5 Wege, sie lebendig zu halten.
Çalışanlarınızı Mutlu Tutmanın Yolları.
Einfache Möglichkeiten, Ihre Mitarbeiter glücklich zu halten.
Çiçek Yatakları Dışında Kedileri Tutmanın 10 Yolu.
Möglichkeiten, Katzen von Blumenbeeten zu halten.
Eller ve Ayakları Sağlıklı Tutmanın Yolları.
Wege, Hände und Füße gesund zu halten.
Hepatit C ile Karaciğerinizi Sağlıklı Tutmanın 10 Yolu Sindirim Sağlığı.
Möglichkeiten, Ihre Leber gesund zu halten mit Hepatitis C.
Belki de tanı koymak seni temiz tutmanın anahtarıdır.
Vielleicht ist Diagnostische Medizin der Schlüssel, Sie sauber zu halten.
Çalışanları Mutlu Tutmanın 10 Yolu.
Möglichkeiten, Mitarbeiter Glücklich Zu Halten.
Yüzünü aklımda tutmanın tek yolu bu.
Nur so kann ich sein Gesicht im Gedächtnis behalten.
Seni güvende tutmanın tek yolu bu.
Das ist die einzige Möglichkeit, für Ihre Sicherheit zu sorgen.
Onu tutmanın bir anlamı yok.
Nützt nichts, ihn aufzuhalten.
Görünüşe göre sizi güvende tutmanın tek bir yolu var.
Ihr habt Hausarrest. Wie es scheint, seid ihr nur dann sicher.
Ve ışıkları yanık tutmanın en iyi yöntemi.
Aber auch die beste Art, das Licht weiterbrennen zu lassen.
Verilen sözleri tutmanın Mandalorian kodunun bir parçası olduğunu sanıyordum.
Ich dachte, Mandalorianer halten ihr Wort.
Hayır, Alain hepsini tek bir yerde tutmanın… tehlikeli olduğunu düşünüyor, değil mi?
Nein, nein. Alain hält es für gefährlich, wenn sie alle an einem Ort sind?
Ama tutmanın bir anlamı yok.
Aber es gibt keinen Grund, es zu behalten.
Onları canlı tutmanın tek yolu buydu.
Es war die einzige Möglichkeit, sie am Leben zu erhalten.
Benim için taraf tutmanın zor olduğunu söylemek durumundayım.
Es fällt mir schwer, Partei zu ergreifen.
Onu tutmanın anlamı yok.
Zwecklos, ihn fest zu halten.
Ben bile başkasını tutmanın tuhaf olduğunu biliyordum.
Und selbst ich finde es schräg, für die Rolle jemanden zu engagieren.
Sonuçlar: 159, Zaman: 0.074

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca