TUTTUĞU - Almanca'ya çeviri

hält
tutmak
tutar
tutuyor
tutabilir
tutacak
düşünüyor
tutan
korumak
düşünür
hakkında
anheuerte
tutmak
kiralamak
işe
almak
engagierte
tutmak
meşgul
kiralamak
işe
çalışmak
işi
angaje
festhalten
tutmak
yakalamak
tutunmak
sıkı tutun
dayan
sımsıkı
zapt
alıkoymak
aufbewahrt
muhafaza
tutulur
saklanır
sakladığını
tuttuğunu
saklanmalıdır
hielt
tutmak
tutar
tutuyor
tutabilir
tutacak
düşünüyor
tutan
korumak
düşünür
hakkında
gehalten
tutmak
tutar
tutuyor
tutabilir
tutacak
düşünüyor
tutan
korumak
düşünür
hakkında
Umdas
aufbewahren
saklamak
saklayın
tutmak
muhafaza
saklanabilir
saklanması
tutulması
saklayabilir misin

Tuttuğu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Airbnbnin topluluğu nasıl güvende tuttuğu hakkında bilgi edinin.
Mehr darüber, wie Airbnb die Community sicher hält.
Gazzede yaşlı bir adamın tuttuğu pankartta şöyle yazıyordu.
Ein alter Mann in Gaza hielt ein Plakat, auf dem stand.
Dharma Nedir: Dharma veya Dharma, neyin yüksek tuttuğu anlamına gelen bir Sanskritçe kelimedir.
Dharma oder Dharma ist ein Sanskrit-Wort, das bedeutet, was es hoch hält.
Bir zamanlar bu hayalin tuttuğu gerçek ne olursa olsun, veriler tartışılmaz.
Welche Wahrheit auch immer dieser Traum einst hielt, die Daten sind unbestreitbar.
Ben onu bir lider olarak görüyorum ve elinde tuttuğu da dünyanın ta kendisidir.
Ich betrachte ihn als Führer und das ist die Welt, die er da in den Händen hält.
Masasının üzerinde kilitli tuttuğu küçük altın bir kutu vardı.
Da war immer so ein kleines goldenes Kästchen, das er auf seinem Schreibtisch verschlossen hielt.
Kat ise Carterın saklı tuttuğu sırrı onlara sunamamaktadır.
Vielleicht werde ich endlich hinter das Geheimnis kommen, das Carter vor mir versteckt hält.
Elinde tuttuğu bu kağıt parçası.
Das Papier, das sie in Händen hielt.
Adada Elmer, diğer malzemeleri ile sırtında tuttuğu birçok mandalineyi toplar.
Auf der Insel sammelt Elmer viele Mandarinen, die er mit seinem anderen Vorrat in seinem Rucksack hält.
Do Min Seokun kurbanlarını esir tuttuğu bodrum.
In diesem Keller hielt Do Min-seok seine Opfer gefangen.
ürünün verdiği sözü tuttuğu tespit edilir.
stellt sich heraus, dass das Produkt hält was es verspricht.
son eşini bir kafeste tuttuğu.
er seine letzte Frau in einem Käfig hielt.
ürünün verdiği sözü tuttuğu tespit edilir.
findet man heraus, dass das Produkt hält was es verspricht.
Yani, radar dalgaları cebinde tuttuğu bir şeker çubuğunu eritti.
Das heißt, Radarwellen schmolzen eine Schokoriegel, die er in seiner Tasche hielt.
Parmenin ütopyasını neden gizli tuttuğu da açık.
Es ist auch offensichtlich, warum Parmen diese Utopie geheim hielt.
Ivy dairedeyken, Bartın elinde sıkıca tuttuğu bir zarfla içeriye girdiğini söylemişti.
Als Ivy in der Wohnung war, kam Bart mit einem Briefumschlag rein, den er sehr fest hielt.
Ticaret hayatının içinde olan bir adamın kafeste tuttuğu güzel bir papağan vardı.
Ein Kaufmann besaß einen wunderschönen Papagei, den er im Käfig hielt.
Sen suçlu insanların tuttuğu türde bir avukatsın.
Sie sind die Art Anwalt, die schuldige Leute engagieren.
Onları… Annelerinin tuttuğu… bebekler olarak hayal ediyorum.
Mit ihren Müttern, die sie halten, Ich stelle sie mir als Babys vor.
Ne yapmak için tuttuğu? Kendisini suikastten korumak için?
Damit er nicht erschossen wird. Wofür angeheuert?
Sonuçlar: 118, Zaman: 0.0463

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca