TUTTUĞUNU - Almanca'ya çeviri

hält
tutmak
tutar
tutuyor
tutabilir
tutacak
düşünüyor
tutan
korumak
düşünür
hakkında
beauftragt hat
festhält
tutmak
yakalamak
tutunmak
sıkı tutun
dayan
sımsıkı
zapt
alıkoymak
engagiert hat
aufbewahrt
muhafaza
tutulur
saklanır
sakladığını
tuttuğunu
saklanmalıdır
aufbewahrte
saklamak
saklayın
tutmak
muhafaza
saklanabilir
saklanması
tutulması
saklayabilir misin
hältst
tutmak
tutar
tutuyor
tutabilir
tutacak
düşünüyor
tutan
korumak
düşünür
hakkında
hielt
tutmak
tutar
tutuyor
tutabilir
tutacak
düşünüyor
tutan
korumak
düşünür
hakkında
halten
tutmak
tutar
tutuyor
tutabilir
tutacak
düşünüyor
tutan
korumak
düşünür
hakkında

Tuttuğunu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Penguenin organizasyonunda listeyi kimin tuttuğunu bulmaya çalışıyorum.
Ich versuche herauszufinden, wer in Penguins Organisation die Liste aufbewahrt.
Onu kimin ve neden tuttuğunu biliyorsun.
Du weißt wer ihn engagiert hat und Du weißt auch warum.
Sen, bizi burada Aliothın tuttuğunu söyledin.
Du sagst, Alioth hält uns hier fest.
Vostokun Profesörü nerede tuttuğunu biliyor olabilir.
Er weiß vielleicht wo Vostok den Professor festhält.
Bu fırsatı kullanıp hükümetin Rambaldi eserlerini nerede tuttuğunu öğrendim.
Dabei fand ich heraus, wo die Regierung ihren Teil der Rambaldi-Artefakte aufbewahrte.
Balığını neden böyle tuttuğunu soruyordum. Son cümle.
Ich fragte, warum du die Fische so hältst. Der letzte Satz.
Onu bulursam onu kimin tuttuğunu da bulurum.
Wenn ich ihn finde, kann ich herausfinden wer ihn angeheuert hat.
Bay Berk annemin mücevherleri ve parayı nerede tuttuğunu biliyordu.
Mr. Berk wusste, wo Mutter ihre Juwelen und ihr Geld aufbewahrt.
Ve ne çalmayı planladıklarını. Onu kimin tuttuğunu öğrenmemiz gerek.
Wir müssen herausfinden, wer ihn engagiert hat und was sie stehlen wollen.
Ama bizi kimin tuttuğunu bilmiyoruz tabii.
Nur wissen wir nicht, wer uns beauftragt hat.
Sevginizin sevgimi güçlü tuttuğunu bilin.
Wisse, dass deine Liebe meine Liebe stark hält.
İzleme cihazı. Masarinin onları nerede tuttuğunu bilmeliyiz.
Wir müssen wissen, wo Masari sie festhält.
Kurbanın elinde ne tuttuğunu daha incelemedim ancak selisoz gibi görünüyor.
Ich hab noch nicht analysiert, was das Opfer in der Hand hielt, aber es sieht aus wie Zellulose.
Ve ne zaman elimi tuttuğunu düşünsem tüylerim diken diken oluyorsa.
Und ich Gänsehaut bekomme, wenn ich daran denke, dass du meine Hand hältst.
Onu bulursam onu kimin tuttuğunu da bulurum.
Ich könnte herausfinden, wer ihn angeheuert hat.
Jasonun bir adam tuttuğunu.
Bart Jason einen Revolverhelden engagiert hat.
Eninde sonunda seni kimin tuttuğunu bulacağız.
Wir finden raus, wer Sie beauftragt hat.
Merlynin cihazı nerede tuttuğunu biliyorum.
Ich weiß, wo Merlyn das Gerät aufbewahrt.
Genellikle onu neyin açık tuttuğunu tanımlayamazsınız.
Oft können Sie nicht herausfinden, was es offen hält.
Nickin o yazıları tuttuğunu görünce, yanlış adamı yakaladılar… diye düşündüm.
Als ich Nick diese Schilder halten sah, dachte ich… sie haben den Falschen erwischt.
Sonuçlar: 189, Zaman: 0.0509

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca