UÇAK - Almanca'ya çeviri

Flug
uçak
uçuşu
uçuşlar
uçuştan
bir uçuşu
uçmak
uçuş
yolculuk
sefer sayılı uçak
bir uçuştan
Flieger
uçak
havacı
pilotlar
bir uçucu
Maschine
makine
makinesi
makina
uçak
motor
Aircraft
uçak
havacılık
fliegen
uçmak
uçar
uçuyor
uçan
uçabilir
gitmek
uçurmak
sinekler
uçmayı
uçuş
Drohne
drone
dron
bir dron
uçak
robot
dronun
İHA
i̇nsansız hava aracı
i̇nsansız
Luftfahrzeuge
uçak
hava aracı
hava araçları
hava
Flüge
uçak
uçuşu
uçuşlar
uçuştan
bir uçuşu
uçmak
uçuş
yolculuk
sefer sayılı uçak
bir uçuştan
Maschinen
makine
makinesi
makina
uçak
motor
Luftfahrzeug
uçak
hava aracı
hava araçları
hava

Uçak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Uçak hiç gelmedi.
Der Flieger kam nicht.
Sizin şu uçak, hala uçabilir mi?
Ist deine Maschine noch flugtauglich?
Uçak bizi bekliyor.
Das Flugzeug wartet auf uns.
Uçak doluydu. Evet.
Ja. Der Flug war ausgebucht.
Uçak tasarımı ve üretimi.
Aircraft Design und Produktion.
Uçak filosu: 29 uçak- Airbus A319,
Flotte: 29 Luftfahrzeuge- Airbus A319,
Bu uçak ya Özbekistana iner… ya da dağa çarpıp parçalanır.
Wir landen in Usbekistan oder fliegen gegen einen Berg.
Uçak Alfa Havaalanında hazır olacak.
Flieger bereit auf Flugfeld Alpha.
Gerry, uçak altıncı çöp kutusunda olur dedi.
Gerry sagte, die Drohne wär in Tonne 6.
Uçak indirmek ne kadar zor?
Wie schwer ist es, die Maschine zu landen?
Bu uçak Carson Cityden ayrılmayacak.
Dieses Flugzeug wird Carson City nicht verlassen.
Paristen gelen uçak az önce indi.
Der Flug aus Paris landete eben.
Uçak Bakım Mühendisliği Teknolojisinde Diploma, AMC tarafından sunulan ilk mühendislik programıdır.
Diplom in Aircraft Maintenance Engineering Technology ist das erste Engineering-Programm von AMC.
Uçak, uzay aracı ve bunların parçaları.
Luftfahrzeuge und Raumfahrzeuge, Teile davon.
Uçak taşımak değil uçurmak istiyorum.
Ich will Flugzeuge fliegen, nicht tragen.
Uçak yarın sabah erken kalkıyor.
Der Flieger geht morgen früh.
Uçak bir saate hazır olur.
Fliegen in einer Stunde los.
General, o uçak bir ölüm tuzağı.
Herr General, die Maschine ist eine Todesfalle.
Uçak uçurabilir misin?
Kannst du das Flugzeug fliegen?
Her saat uÇak var mi?
Sie haben jede Stunde einen Flug.
Sonuçlar: 5161, Zaman: 0.0613

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca