Umduğum Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Şey, sizin bana söyleyeceğinizi umduğum şeyler, efendim.
Sizleri bir araya getirmesini umduğum bir şarkı yazdım.
Ona bu işin peşini bırakmasını söylemen. Umduğum şey şu.
Gitmeden önce cevap vereceğinizi umduğum bir soru var.
Böylece Dr. Henry Goose ile tanıştım. Beni hastalığımdan kurtaracağını umduğum adam.
İşte bu sana sonsuza dek vermeyi umduğum şey.''.
Elbette ki hayır.” dedim, inandırıcı olduğunu umduğum bir sesle.
Bu ideal, yaşamayı ve gerçekleştirmeyi umduğum idealdir.
Bir öpücükle başlayan dedikodular, özel olacağını umduğum bir hatırayı yok etti.
Bu dünyada bana birinin verebileceğini umduğum bir cevap.
Bu da öğrenmeyi umduğum ayrıntılardan biriydi.
Ve tek umduğum şey, belki günün birinde ben de o insanlardan sayılırım.
Ve bunların hiçbirinin bana umduğum kadar yardımcı olmadığını da söyle.
Umduğum kadar iyi değil ama gel.
Umduğum anı bu değildi ama bu da bir şeydir.
Umduğum bu değildi.
Benim umduğum da bu.
Ve eğer işler umduğum gibi giderse Yalee gidebileceksin.
İşte tam da görmeyi umduğum kadın. Dedektif Decker.
Umduğum tepki bu değildi.