WILBUR - Almanca'ya çeviri

Wilbur Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Sana dönüyoruz Wilbur.
Zurück zu Wilbur…- Dean!
Uçak- 1903 Orville ile Wilbur Wright.
Wright Flyer/Flyer I/Flyer 1903 von Wilbur und Orville Wright.
Sana yardım ederim, Wilbur.
Werde Ihnen helfen, Rebecca.
Booth, Wilbura benzemiyor mu, yoksa ben delirdim mi?
Sieht Booth nicht wie Wilbur aus oder bin ich verrückt?
Wilbura âşık olamaz, öyle değil mi?
Sie liebt Wilbur nicht?
sen ne dersin, Wilbur?
hätte Isabel niemals Wilbur genommen?
Seni benim, Wilburun, Julianın… veya işimin yakınında bundan sonra istemiyorum.
Du näherst dich nie wieder mir, Wilbur, Julia oder meinem Arbeitsplatz.
Wilburu tanıyor musun?
Kennen Sie Wilbur?
Wilburun ona ihtiyacı kaldı mı sence?
Denken Sie, Wilbur braucht ihn noch?
Wilburla ben daha önce yaptık, az havalıyı biz kullanacağız.
Wilbur und ich kennen das, man verbraucht weniger Luft.
Bayan Wilburla kurabiye yaptık.
Ich habe mit Miss Wilbur Kekse gebacken.
Kimse Wilburun bir özel domuz olduğunu inkar edemez ve en iyi ödülü kazanıyor.
Niemand kann leugnen, dass Wilbur ein spezielles Schwein ist, und er gewinnt den Spitzenpreis.
Çiftlikte, Fern Wilburu olabildiğince çok ziyaret eder, ancak yalnızlaşır.
Auf der Farm besucht Fern Wilbur so oft sie kann, aber er wird einsam.
Wilbur, yaşlı koyun Wilbura onun kaderini söyleyinceye kadar ahırdan zevk alıyor.
Wilbur genießt das Leben in der Scheune, bis das alte Schaf Wilbur sein Schicksal erzählt.
Bay Zuckerman, Wilburu eyalet fuarındaki bir yarışmaya girdi.
Herr Zuckerman betritt Wilbur in einen Wettbewerb auf der Staatsmesse.
Wilbura hoşça vakit geçiriyor ve arkadaşlıkları büyümeye başlıyor.
Sie wünscht schnell Wilbur, und ihre Freundschaft beginnt zu wachsen.
Bak, Bernard!'' Yeni yönetimde Wilburla görüşünüz.
Schauen Sie, Bernard."Unter neuer Leitung, fragen Sie Wilbur.
Evet. Belki de Wilburu uyandırsak iyi olur.
Ja, wir sollten Wilbur wecken.
sende wilburu kaleye geri götürürsün.
und sie bringen Wilbur zurück zum Schloss.
İşimi de seviyorum, Wilburu da görebiliyorum.
Ich finde meinen Job super, und ich kann Wilbur sehen.
Sonuçlar: 254, Zaman: 0.0271

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca