YAŞADILAR - Almanca'ya çeviri

lebten
hayat
yaşamak
ömür
canlı
yaşar
wohnten
yaşamak
kalmak
yaşayan
ev
konut
kalıyor
ikamet
oturmak
yaşar
erlebten sie
yaşayın
deneyimleyin
yaşayacaksınız
tecrübe edin
görme
deneyimi yaşayın
şahit olun
tanık olun
deneyimini yaşayın
leben
hayat
yaşamak
ömür
canlı
yaşar
lebte
hayat
yaşamak
ömür
canlı
yaşar
gelebt
hayat
yaşamak
ömür
canlı
yaşar
sie überlebten
yaşamak
hayatta kaldı
hayatta
ondan sağ kurtulamazdı

Yaşadılar Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Evlendiler ve bir uzay mekiğinde mutlu mesut yaşadılar.
Sie heirateten und lebten auf einem Raumschiff.
Pinchers ve schnauzerler, Almanca konuşulan aşiretlerde zamandan beri yaşadılar.
Seit jeher leben Pinchers und Schnauzer in deutschsprachigen Stämmen.
Almanyada doğdular ve yaşadılar.
haben dort gelebt.
Adaptasyon yaşadılar.
Lebte Anpassung.
Ironforge cüceleri uzun yüzyıllar boyunca barış içinde yaşadılar.
Die Zwerge von Ironforge lebten viele Jahrhunderte lang in Frieden.
Persler nerede yaşadılar.
Wo leben die Penner eigentlich.
Onu takan bütün gelinler uzun ve mutlu bir hayat yaşadılar.
Jede Braut, die er getragen hat hat ein langes und glückliches Leben gelebt.
Aalborgdaki Demir ve Viking çağlarında nasıl yaşadılar?
Wie lebte man eigentlich in der Eisenzeit und der Wikingerzeit in Aalborg?
Bir süredir, Sovyet meteorologları istasyonda bile yaşadılar.
Einige Zeit lebten sowjetische Meteorologen sogar auf der Station.
Yüzyıllarca doğaüstü yaratıklar aramızda yaşadılar.
Seit Jahrhunderten leben übernatürliche Kreaturen unter uns.
En Eski Deniz Yaratıkları 4,000 Yıl Yaşadılar.
Die Ältesten Meeresbewohner Haben 4.000 Jahre Gelebt.
Oysa o kabus gecesini bu ülkenin insanları yaşadılar.
Und in diesem Alptraum lebte das ganze Land.
Ironforge( Demirdöven) cüceleri uzun yüzyıllar boyunca barış içinde yaşadılar.
Die Zwerge von Ironforge lebten viele Jahrhunderte lang in Frieden.
Yalnızca antrenman sahasında çalışmadılar, aynı zamanda orada yaşadılar.
Dabei arbeiten sie nicht nur in der Forschungsstation, sondern leben auch dort.
iddia ettiler ve yaşadılar.
haben sie beansprucht und gelebt.
Birbirlerine aşık oldular, evlendiler ve sonsuza dek mutlu yaşadılar.
Sie verliebten sich ineinander, heirateten und lebten glücklich und zufrieden.
Yüzyıllarca, doğaüstü canlılar aramızda yaşadılar.
Seit Jahrhunderten leben übernatürliche Wesen unter uns.
Binlerce yıldır insanlar doğanın ortasında yaşadılar.
Jahrtausende lebten die Menschen mitten in der Natur.
Bu halk ellerinde hiçbir şey olmadan burada yaşadılar.
Sie leben hier mit fast gar nichts.
Binlerce yıldır insanlar doğanın ortasında yaşadılar.
Die Menschen lebten vor tausenden Jahren inmitten der Natur.
Sonuçlar: 330, Zaman: 0.0571

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca