YAKALAMAN - Almanca'ya çeviri

fangen
yakalamak
yakalayın
yakalayabilirsiniz
yakalar
başlıyor
başlar
erwischen
yakalamak
yakalarlarsa
yakalarsa
vurmadan

Yakalaman Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Doktor Paveli yakalaman için kim para verdi?
Wer hat euch für die Entführung von Dr. Pavel bezahlt?
Yakalaman gerek. Peki, eğer beni istiyorsan!
Wenn Sie mich haben wollen, müssen Sie mich kriegen!
Onu önce yakalaman gerekmiyor mu? Bunun için Vincente ihtiyacın yok mu?
Dafür musst du ihn erst schnappen.
Onu yakalaman gerekir.
Sie müssen sie erobern.
Vahşi doğada tek boynuzlu at yakalaman canın her istediğinde binebileceğin anlamına gelmez.
Nur weil du ein Einhorn gefangen hast, bedeutet nicht, dass du ran darfst, wann immer du willst.
Onu yakalaman gerek.
Sie müssen ihn kriegen.
Onu yakalaman gerek!
Du musst sie auffangen!
Bizi bu bir durumda yakalaman biraz utandırdı ama.
Schon etwas peinlich, dass Sie uns in dieser Lage antreffen.
Tarihsel kurgu yazmanı istedim. Zaman ve mekan hissiyatını yakalaman için.
Durch die historische Kurzgeschichte sollten Sie ein Gefühl für Zeit und Ort bekommen.
Beni istiyorsan, beni yakalaman gerek!
Wenn Sie mich haben wollen, müssen Sie mich kriegen!
Baba, gelip atı yakalaman lazım.
Vater, du musst das Pferd holen.
Homer, İrlanda Cini yakalaman hiçbir şeyi değiştirmedi!
Den Kobold zu fangen, hat nichts gebracht. Homer!
Doğru stratejiyi yakalaman lazım.
Man muss die Strategie finden.
Caitlini istiyorsan Grodd önce beni yakalaman gerekiyor.
Du willst Caitlin, Grodd? Dazu musst du mich erst kriegen.
Mi? Artık onları yakalaman gerekmiyordu.
Sie müssen sie schließlich nicht mehr jagen.
Eğer beni istiyorsan, beni yakalaman gerek!
Wenn Sie mich haben wollen, müssen Sie mich kriegen!
Önce beni yakalaman gerekecek.
Aber zuerst müssen Sie mich kriegen.
Ayrıca önce bizi yakalaman gerek.
Und du musst uns erst mal kriegen.
John her zaman onları taşaklarından yakalaman gerektiğini söylerdi.
John sagt immer, man muss sie bei den Eiern packen.
Siktir. Andresi yakalaman gerek Conrado.
Du musst Andrés verhaften, Conrado. Scheiße.
Sonuçlar: 74, Zaman: 0.0318

Farklı Dillerde Yakalaman

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca