YALANLARLA - Almanca'ya çeviri

Lügen
yalan
iftira
Lügner
yalan
Lüge
yalan
iftira

Yalanlarla Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Yanılıyor, sizi yalanlarla besliyor.
Er hat Unrecht und erzählt euch Lügen.
Yine yalanlarla süslenmiş dostluklar zarar veriyor bizlere.
Da lügen unsere museligen Freunde doch offensichtlich schon wieder.
İftira ve yalanlarla.
Worte lügen und trügen.
Hepsini yalanlarla, sahtekarlıkla yapıyor.
Er tut all das durch Lügen, Betrügerei.
Neden bazı erkekler aldatmaya çalışıyor ve yalanlarla hayat yaşıyor?
Warum betrügen manche männer ein leben mit lügen?
Kendimizi yalanlarla sarıp sarmalamayı çok seviyoruz.
Wir lieben es, uns in Lügen zu hüllen.
Yalanlarla örülmek'' deyimini şimdi daha iyi anlıyorum.
Jetzt verstehe ich den Ausdruck: Mit Lügen gepflastert".
Seni yalanlarla burada tutamazdım.
Mit Lügen hätte ich es nicht geschafft.
Yalanlarla dolu bir adama güvenmekle aptallik ettin.
Jemandem zu vertrauen, der aus Lügen und Betrug besteht.
Yalanlarla bir şeyleri mahvetmeyelim Jess.
Ruinieren wir das nicht mit Lügen, Jess.
Yalanlarla gazetenin desteğini de kaptı.
Sie hat gelogen und die Unterstützung der Zeitung erhalten.
Olay şu, sen yalanlarla onu korumaya çalışacaksın… sonra bunlar üst üste eklenecek.
Sie wollen sie mit Lügen schützen. Folgendes passiert.
Yalanlarla işim bitti.
Ich habe genug von Lügen.
Arık ilaçlarla ve yalanlarla mutluluğu aramaktan bıktım.
Ich habe es satt, mein Glück durch Lügen und Selbstmedikation zu suchen.
Aklını yalanlarla doldurmayı kesmeni istiyorum. Buradayım çünkü arkadaşımın!
Den Kopf meines Freundes mit Lügen zu füllen!
Yalanlarla elde ettiğin bütün her şeyi kaybettin.
Sie haben alles verloren, was Sie sich erlogen hatten.
Evet. Yalanlarla dolu bir yatakta mesela.
Ja. Ein Bett aus Lügen.
Bu dergiler yalanlarla dolu, ufaklık. Evet.
Ja Diese Magazine sind voll von Lügen.
Menü yalanlarla dolu.
Die Speisekarte strotzt vor Lügen.
Bu yalanlarla örülmüş ağdan acı kaçışımdan sonra iyileşmeye ihtiyacım vardı.
Aus diesem Netz der Lügen. Ich brauchte Raum, um zu heilen, nach meiner Flucht.
Sonuçlar: 213, Zaman: 0.0256

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca