YALNIZCA - Almanca'ya çeviri

nur
sadece
yalnızca
tek
ancak
sırf
ausschließlich
sadece
yalnızca
tamamen
ancak
münhasıran
özel
tek
einfach
sadece
kolay
basit
yeter
yalnızca
daha
sade
direkt
öylece
kolaydı
allein
yalnız
sadece
yalnız kalmak
yanlız
sırf
yapayalnız
başbaşa
tek başına
baş başa
lediglich
sadece
yalnızca
tek
ancak
ise
bloß
sadece
tek
yalnızca
keşke
şey
bloße
sadece
tek
yalnızca
keşke
şey
bloßen
sadece
tek
yalnızca
keşke
şey

Yalnızca Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Ve evreni yalnızca bizim hükümdarlığımız için yarattı.
Und er schuf das Universum allein für unsere Herrschaft.
Yalnızca bizi korkutmaya çalışıyor.
Er will uns nur Angst einjagen.
Muhteşem. Biz yalnızca müziğe yatırım yapmaya devam ediyorduk.
Es ist unglaublich. Wir investieren einfach weiter in Musik.
O yalnızca kendini tiyatroya adamıştır.
Nunmehr widmete er sich ausschließlich dem Theater.
Yalnızca birkaç tüyo verdi.
Nur mit ein paar Tipps.
Yalnızca başkalarına faydalı olmak için Buddha olmayı dilemek( Tib. smon-sems smon-pa-tsam).
Der bloße Wunsch zum Wohle anderer ein Buddha zu werden(tib. smon-sems smon-pa-tsam).
Phil yalnızca sohbet etmeye çalışıyordu.
Phil wollte sich bloß unterhalten.
Cellat ile aranda yalnızca bu güçten düşmüş kalkan var.
Lediglich dieser zerbrechliche Schild steht zwischen dir und dem Henker.
Yalnızca bir öpücüktü.
Es war nur ein Kuss.
Yalnızca geçen ayda yüzden fazla.
Im letzten Monat allein über 100 Songs.
Yalnızca gurur duyuyorum. Ben korkmuyorum.
Ich bin einfach stolz. Ich fürchte mich nicht.
Gastroenteritis, yalnızca emzirilen bebeklerde nadiren görülür.
Gastroenteritis tritt selten bei Babys auf, die ausschließlich gestillt werden.
Elbette. Yalnızca birkaç gün.
Natürlich. -Nur für ein paar Tage.
Yalnızca kelimeleri kullanarak istediğiniz şeyi nasıl elde edersiniz?
Wie erreicht man mit bloßen Worten, was man will?
Bu sert olduğu varsayılan nesneler yalnızca izdüşümler, evrenimizin sınırlarında yaşayan kaleydoskopik şekillerin değişmesinden oluşuyorlar.”.
Jene vermeintlich festen Gegenstände sind bloße Projektionen eines veränderlichen, kaleidoskopischen Musters, das an der Grenze unseres Universums existiert.".
Yalnızca ona zamanında yetişememişler.
Sie waren bloß nicht rechtzeitig bei ihm.
Yalnızca tıbbi müdahaleye ihtiyacı olan bir adama yardım ediyordum.
Ich habe lediglich einem Mann geholfen, der medizinischen Beistand benötigte.
Bunu yalnızca siz bilebilirsiniz.
Nur Sie wissen das.
Bunlar yalnızca bu haftanın.
Die sind allein aus dieser Woche.
Yalnızca güzel elbiseli Güzel bir kız olmanı.
Einfach ein hübsches Mädchen sein In einem hübschen Kleid.
Sonuçlar: 43279, Zaman: 0.0301

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca