Yapış yapış Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Şekerleme yapış yapış.
Die Taffy zu klebrig.Halı yapış yapış.
Der Teppich ist klebrig.Yapış yapış en kötüsü değil.
Klebrig ist nicht das Schlimmste.Niye yapış yapış? İkimiz de bilmek istemeyiz?
Mickeyle yapış yapış olmaya hazır mısınız?
Jetzt wird es klebrig mit Mickey?Yaptım çünkü muzır, yapış yapış bir şey istedim.
Ich tat es, weil ich dachte, ich wollte etwas Scharfes, etwas Schnulziges.Mickeyyle yapış yapış olmaya hazır mısınız?
Jetzt wird es klebrig mit Mickey?Masa yapış yapış!
Dieser Tisch ist klebrig.Ama bir çift kuvvetli, yapış yapış el birden Harrynin boynuna dolandı.
Ein paar kräftige, nasskalte Hände klammerten sich um Harrys Hals.Yapış yapış bu.
Es ist zähflüssig.Yapış yapış.
Es ist klebrig.Zemin yapış yapış.
Der Fußboden ist klebrig.Dondurma seviyorum çünkü yapış yapış ve tüm parmaklarıma bulaşıyor.
Ich mag Eis, weil es klebrig ist und überall an den Fingern Yapış yapış tekerleği varmış, her bir metrede sürtme izleri bırakmış.
Sie hatte ein festsitzendes Rad, es hinterließ alle paar Zentimeter eine Schramme.Yapış yapış parmaklarından tutup pis ağızlarını silmek zorundayız.
Wir müssen ihre klebrigen Hände halten und Yapış yapış bir Garfield olsa?
Klebrig und mit Garfield?Hayır, daha yeni ağda yaptırdım ve şortum yapış yapış.
Nein, Kafana o kadar fazla şey sürüyorsun ki yapış yapış ve sert oluyor.
Du schmierst dir so viel Zeug ins Haar, dass es klebrig und hart ist.Bu… yapış yapış.
Das ist klebrig.Evet, oldukça solgun ve yapış yapış görünüyorsun.
Ja, du siehst ziemlich blass aus und schwitzig.
