YAPMAYI - Almanca'ya çeviri

machen
yapmak
yapıyor
yapar
yapabilirsiniz
yapabilir
yapacak
yapın
işi
hale
yapayım
zu tun
yapmak
işim
yapacak
alakası
ilgisi
şey
meşgulüm
bir ilgisi
yapın
var
hast
var
sahip
almak
hiç
zaten
şey
yapmak
olmalı
elimizde
buldun
sie planen
planlıyorlar
yapmayı
plan
bauen
inşa
inşa etmek
yapmak
kurmak
inşaat
üretmek
bina
oluşturun
üretecek
yapımı
anstellen
yapmak
işe
almak
herstellt
yapmak
üretmek
üretim
kurmak
üretebilir
oluşturabilir
imal
muss
gerekir
gerekiyor
gereken
gerekecek
lazım
mutlaka
hemen
gerekiyor mu
şart
zorunda
durchzuführen
yapmak
gerçekleştirebilirsiniz
yapabilirsiniz
yapabilir
yürütmek
işlemi
antun
yapmak
zarar
yaparsın
şey
zu tätigen

Yapmayı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Peki bu konuda ne yapmayı düşünüyorsun? Çünkü Thomas eğer o anlaşmayı yaparsa.
Und jetzt? Wenn Thomas sich daran halten muss, geht er pleite.
Bana daha fazlasını yapmayı öğretir misin?
Kannst du mir zeigen, wie man mehr herstellt?
Daima periyodik yedeklemeler yapmayı veya en azından geri yükleme noktaları ayarlamayı unutmayın.
Denken sie immer daran, regelmäßige backups durchzuführen, oder zumindest, um die wiederherstellungspunkte zu setzen.
Her ikisi de bilgisayar yapmayı sever.
Beide machen gerne Computer.
Bunu birlikte yapmayı.
Es zusammen zu tun.
Çatıda bir şey yapmayı planlıyor.
Hunter will etwas auf dem Dach bauen.
Bana bunu yapmayı gerçekten istiyor musun?
Wollen Sie mir das wirklich antun?
Bunu yapmayı nereden öğrendin?
Wo hast du das nur gelernt?
Bunu nasıl yapmayı planlıyorsun ki?
Und wie wollen sie das anstellen?
Konsantre karanlık madde yapmayı uzun zamandır biliyoruz.
Wir wissen schon lange, wie man konzentrierte Dunkelmaterie herstellt.
Tekrar bir kampanya yapmayı düşünür müsünüz?
Kannst du dir vorstellen noch einmal eine Kampagne durchzuführen?
Bunu yapmayı kesmelisin.
Das muss aufhören.
Bir şey yapmayı tercih ederim.
Ich würde lieber was machen.
Önce bunu yapmayı bırakmalıyız.
Zuerst sollten wir aufhören, das zu tun.
Çatıda birşey yapmayı planlıyor.
Hunter will etwas auf dem Dach bauen.
Bana bunu yapmayı istiyor musun?
Mir das antun? Willst du?
Buz pateni yapmayı ne ara öğrendin? Teşekkürler?
Danke. Wann hast du eislaufen gelernt?
Bunu nasıl yapmayı plânlıyorsun?
Und wie willst du das anstellen?
Eğer bir yatırım yapmayı düşünüyorsanız, bu blog yazısını kaçırmayın.
Falls Sie über darüber nachdenken, eine Investition zu tätigen, dann verpassen Sie nicht diesen Blogeintrag.
Bir eylemi yapmayı seçtiğiniz zaman.
Wenn Sie sich entscheiden, eine Aktion durchzuführen.
Sonuçlar: 2005, Zaman: 0.1174

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca