YAPRAKLARIN - Almanca'ya çeviri

Blätter
yaprak
sayfa
levha
el
kağıdı
sac
der Blütenblätter
Blättern
yaprak
sayfa
levha
el
kağıdı
sac

Yaprakların Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Yaprakların arasından bir şeyler çıkarırken gördüm onu.
Und hab ihn entdeckt, wie er etwas aus den Blättern holte.
Yaprakların rengini değiştirmesi
Wie, wenn sich die Blätter verfärben, der Mond ab-
Ve yaprakların üzerinde kan olmaz mıydı?
Und wäre da kein Blut an den Blättern gewesen?
Elimde kadeh, rüzgârda yaprakların hışırdaması… senine konuşmak.
Mit Ihnen reden. Das Glas in der Hand, die Blätter im Wind.
Güneş yaprakların arasından süzülüyor, sanki onları tutuşturuyordu.
Wenn die Sonne auf die Blätter scheint, leuchten sie hell wie Feuer.
Rüzgarın, yaprakların arasından esmesini severim.
Ich mag den Wind in den Blättern.
Bir dahaki sefere yaprakların ya da tavuklu böreğin fotoğrafını çek.
Mach nächstes Mal ein Foto vom Laub oder von einem Auflauf.
Bu tür, yaprakların büyüklüğü ve şekli nedeniyle adını aldı.
Diese Art erhielt ihren Namen aufgrund der Größe und Form der Blätter.
Yaprakların çiçek merkezinden uzaklığı, her adımda sabit bir miktar arttırılır.
Der Abstand der Blätter vom Zentrum der Blüte wird in jedem Schritt um einen festen Betrag erhöht.
Ve yaprakların yeşil rengi nedeniyle, çiçekler çok çekici görünüyor.
Und wegen der grünen Farbe der Blätter sehen die Blumen sehr charmant aus.
Başka ayırt edici özelliği yaprakların şekli- onlar pinnate,
Eine weitere Besonderheit ist die Form der Blätter- sie sind gefiedert,
Çevreleri kullanarak, yaprakların daha sonra yerleştirileceği yerleri gösteririz.
Anhand der Kreise zeigen wir die Orte, an denen die Blätter später platziert werden.
Yaprakların mantar ya da bakteri ile enfekte olup olmadığını mutlaka kontrol edin.
Prüfen Sie aber, ob die Blätter mit Pilzen oder Bakterien befallen sind.
Güney bölgesindeki yaprakların bükülmesi çoğunlukla yüksek domates çeşitlerinde görülür.
Das Verdrehen der Blätter in der südlichen Zone wird hauptsächlich bei großen Tomatensorten beobachtet.
Şişenin üstü daha sonra yaprakların etkisini vermek için yeşil kağıtla sarılabilir.
Die Oberseite der Flasche kann dann mit grünem Papier umwickelt werden, um die Wirkung von Blättern zu erzielen.
Fazla su genellikle yaprakların düşmesine ve genellikle bitkinizin kaybına neden olur.
Durch das überschüssige Wasser fallen normalerweise die Blätter und oft der Verlust Ihrer Pflanze.
Yaprakların üzerinde oynaşan bu altın ışık.
Dieses goldene Licht, das auf den Blättern spielt.
Yaprakların suda iki ila beş dakika demlenmelerine izin verilir, sonra süzülürler.
Man lässt die Blätter zwei bis fünf Minuten lang in Wasser ziehen, danach werden sie abgesiebt.
Tıbbi bileşimi hazırlamak için yaprakların etli olması, aşağıdan büyümesi gerekir.
Um die medizinische Zusammensetzung vorzubereiten, müssen die Blätter fleischig werden und wachsen von unten.
Yaprakların altın gibi savrulduğu anı.''.
Der Nachtigall wie Gold geflochten war.“.
Sonuçlar: 194, Zaman: 0.0287

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca