Zehir Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Kanındaki zehir her şeyi devre dışı bırakıyor.
Karen çocuklara zehir veren nesneleri ve Sarah kaçmak için izin verir.
Bu zehir, küçük hayvanları hemen öldürür.
Zehir testi için yeterli doku var mı?
Rütbesizler uzaylıyı yakalar, cerrah içini çıkarır, sen de zehir parçalarını buraya kaçırırsın.
Und du schmuggelst die vergifteten Teile hierher. Die Soldaten fangen das Alien, der Chirurg weidet es aus.O yanlışlıkla zehir aldı.
Eğer zehir ise, bir gece burada kalsın.
Bu zehir 30 saniyede etkisini gösterirdi.
Zehir, bunu bilmiyordu ama az önce kendisine bir randevu ayarladı.
Poison wusste es noch nicht, aber er hatte sich gerade ein Date verschafft.Bir şeyde daha az zehir olması onu sağlıklı yapmaz.
Etwas, das weniger giftig ist, macht es nicht gesund,Zehir ile öldürülmüştür.
Er starb durch Vergiftung.Zehir testi, arkadaşları Bay Skoç
Der toxikologische Test zeigt, dass er eine heftigeBu bey öldü, çünkü içinde zehir olan şaraptan içti.
Er starb, weil er vergifteten Wein trank.Tek bir balon balığı, 30 kişiyi öldürecek kadar zehir içerir.
Ein einzelner Kugelfisch enthält genug Giftstoffe, um 30 Menschen zu töten.Yeşil: Zehir.
Grün: Vergiftet.Bir çeşit zehir veya… hemorajik virüs… etkisi altında kaldıysa bize de bulaşmış olabilir.
Hätten wir wirklich eine Krise. Wenn sie sich eine Art Toxin oder hämorrhagische Viren eingefangen hat.Zehir, sinir sistemini etkiliyor.- Göremiyorum.
Ich kann nichts sehen. Das Gift beeinflusst dein Nervensystem.Zehir, en iyilerinden biriydi.
Poison war einer der Besten.Gaz zehir değil, aksine gıda!
Das Gas ist nicht giftig, Nahrung!Veya zehir.
Hungertod oder Vergiftung.
