ZORLADI - Almanca'ya çeviri

zwang
zorlamak
zorlayabilir
zorlayamaz
zorlayacak
zorlar
yaptıramaz
zorlayacak mısın
mecbur
drängte
zorlamak
sıkıştırmak
baskı
israrcılığımı
acele ettirmek
sıkboğaz etmek
schubste
itmek
atman
zwangen
zorlamak
zorlayabilir
zorlayamaz
zorlayacak
zorlar
yaptıramaz
zorlayacak mısın
mecbur
gezwungen
zorlamak
zorlayabilir
zorlayamaz
zorlayacak
zorlar
yaptıramaz
zorlayacak mısın
mecbur
zwingen
zorlamak
zorlayabilir
zorlayamaz
zorlayacak
zorlar
yaptıramaz
zorlayacak mısın
mecbur
belastete
yük
rahatsız
suçlu
zorlayabilir
suçluyor
zorlamak

Zorladı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Bu görgüsüz, koridorda beklemem için beni zorladı.
Dieser Kerl wollte mich zwingen, draußen zu warten.
Beni buna onlar zorladı.
Sie zwangen mich dazu.
Beni kaçırdı ve böğürtlenli gözleme yemeye zorladı.
Er hat mich entführt und gezwungen, Blaubeerwaffeln zu essen.
Babel, diğerlerini susturmak için… onu yanlış bir açıklama yapmaya zorladı.
Babel zwang ihn zu einer Falschaussage, um andere mundtot zu machen.
Evet. İkisi beni tutup izlemeye zorladı.
Ja. Zwei zwangen mich, zuzusehen….
Ve Noel baba gibi giydirerek onu banka soymaya zorladı.
Ihn wie Santa gekleidet und ihn dann gezwungen, die Bank auszurauben.
Bütün bu olanlar beklediğimden biraz erken oldu… ama bizi bu insanlar zorladı.
Aber diese Leute zwingen uns zum Handeln. Das alles hier passiert etwas eher.
Onları bir çantaya para doldurmaya zorladı.
Zwang sie, einen Koffer mit Geld zu füllen.
Evet. İkisi beni tutup izlemeye zorladı.
Zwei zwangen mich, zuzusehen… Ja.
Yine de, birliklerimiz düşmanın direnişini bozdu ve geri çekilmeye zorladı.
Trotzdem haben unsere Truppen den Widerstand des Feindes gebrochen und ihn zum Rückzug gezwungen.
Bugün, gıda sürekli işlenerek vücudumuzu dopamin üretmeye zorladı.
Heute ist das Essen so verarbeitet, dass wir den Körper ständig zwingen, Dopamin zu produzieren.
O adam her kim ise, seni aramaya zorladı.
Der Mann zwang mich, anzurufen.
Huo Yi ve Lian Qui Taş Adasından kaçan şu ölümsüz onu buna zorladı.
Huo Yi und der Unsterbliche von der Felseninsel Lian Qiu zwangen ihn dazu.
göçebe halkları kalıcı yerleşim yerlerine zorladı.
nomadische Völker in dauerhafte Siedlungen gezwungen.
Babam zorladı.
Vater zwingen.
Fakat onu Frank gelmesi için zorladı.
Doch Frank zwang ihn, mitzukommen.
Dhanna, Panna ve Kanwar beni zorladı.
Dhanna, Panna und Kanwar zwangen mich.
Sawyerın inancına sadık kalarak, bina teröristlerin saldırısına uğradı ve Sawyeri harekete geçmeye zorladı.
Getreu dem Glauben von Sawyer wird das Gebäude von Terroristen angegriffen und Sawyer gezwungen, Maßnahmen zu ergreifen.
Beni sevişmeye zorladı.
Zwingen mich zu lieben.
Onları bir çantayı parayla doldurmaya zorladı.
Zwang sie, einen Koffer mit Geld zu füllen.
Sonuçlar: 377, Zaman: 0.0269

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca