OLMAKTAN - Bulgarca'ya çeviri

да бъда
olmak
beni
olurum
bir olmaya
е
olduğunu
bir
çok
ise
değil
da
şey
peki
durumda
en
съм
falan
ben de
çok
artık
bir olduğumu
zaten
olduğum için
olduğumu
değilim
adım
да бъде
olmak
olacak
olur
edilmesi
olabilir
да бъдеш
olmak
bir olmak
olursun
sen
sen olmak
да стане
olmak
olur
olacak
haline
да бъдем
olmak
olalım
biz
olabiliriz
oluruz
сме
biz de
birlikte
olduğumuzu
burada
bizler
да бъдат
olmak
edilmesi
olacak
olabilir
edilmek
edilmeleri
da
ve
бях
ben de
eskiden
çok
daha
olduğumu
yaşındaydım
bendim
davrandım
o zamanlar
bir zamanlar
са
да бъдете
съм да съм
бил

Olmaktan Turkce kullanımına örnekler ve bunların Bulgarca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Burada olmaktan çok heyecanlıyız.
Много се вълнуваме да бъдем тук.
Burada olmaktan ve bu fırsatı elde etmekten dolayı çok mutluyum.
Много съм щастлив, че съм тук и имам тази възможност.
Hiçkimse Guru yu durduramaz Bir iş adamı olmaktan.
Сега никой не може да спре Гуру да стане бизнесмен.
Benden ve benimle birlikte olmaktan hoşlandığını söylemişti.
Каза, че ме е харесвала и е обичала да бъде с мен.
senin kuzenin olmaktan gurur duyuyor.
но тя се гордее, че ти е братовчедка.
muamma olmaktan gına geldi artık.
вече се уморих да бъда загадка.
Avrupalı olmaktan dolayı gurur duyuyoruz.
Трябва да сме горди, че сме европейци.
Doug ve Elizabeth yekişkin arkadaşlar olmaktan daha fazlasını yapmaya karar verdiler.
И така Дъг и Елизабет решиха да бъдат повече от просто зрели приятели.
Mutlu olmaktan korkuyorsun.
Страхуваш се да бъдеш щастлив.
İtalyan-Amerikalı olmaktan utandığımı mı ima ediyorsun?
Да не би да намекваш, че се срамувам, че съм италиано-американец?
İnsan olmaktan ne zaman vazgeçtik?
Кога спряхме да бъдем хора?
Jack hakkında bilmen gereken bir şey var;… birinin kuklası olmaktan nefret eder.
Трябва да знаеш едно за Джак- мрази да бъде нечия кукла.
Ya da aynı kişiyle yıllar boyunca beraber olmaktan sıkılmak.
Че ще ме отегчи това да бъда с един човек година след година.
Bunun bir parçası olmaktan.
Да стане част от това.
Kesinlikle insanlardan daha güçlü ama üstün olmaktan çok uzak.
Това определено е по-силно от хората, но е много далеч от по-добро.
MRI teknisyeni olmaktan hoşlanıyor musun?
Харесва ли ти? Да бъдеш техник на скенер?
Burada olmaktan çok mutluyuz!
Толкова сме щастливи, че сме тук!
Bu kulübün bir parçası olmaktan gurur duyuyorum” dedi.
Горд съм, че бях част от този клуб“.
Bir arada olmaktan sevinç duyan insanlar.
Клуб на хора, които се радват да бъдат заедно.
Ertuğrul Ersoy: Bu ekibin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum.
Невяна Владинова: Гордея се, че съм част от този отбор.
Sonuçlar: 844, Zaman: 0.1222

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Bulgarca