Oynamaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Bulgarca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bense oynamaya devam ettim. Benimle konuştuğunu düşünmemiştim.
Ben ve Danny de gittik ve Bobla oynamaya başladık.
Ama onunla oynamaya devam ettik.
Sarajevonun en iyi oyununu oynamaya hazır mısın?
Tenis oynamaya başladığımdan beri bu anı hayal ediyordum.”.
Cuma günü Poker oynamaya gelemem.
Biraz sancıdı ama oynamaya devam ettim.
Sonra tenis oynamaya indim.
Lisedeki ilk yılımda babam beni futbol oynamaya zorladı.
Daha üç veya dört yaşımızda babamla yirmibir oynamaya başladık.
Tommy i beysbol oynamaya götürmen gerekiyordu.
Los Angelesda, bir Adam Sandler filminde asabi komşuyu oynamaya gidiyorum.
Saklambaç oynuyoruz ve elimizden gelen en iyi şekilde oynamaya çalışıyoruz.
Diğer iki oyuncu oynamaya devam eder.
Eğer bunu ciddiye almayacaksan, Angry Birds oynamaya geri döneceğim.
Size patronumun beni bu gece poker oynamaya davet ettiğini söylemiş miydim?
Bana haber vermeden oynamaya başlayamazsın.
Onu satıp Monte Carloya, kumar oynamaya gideceğim.
Lütfen, sportmenlik için oynamaya ne oldu?
Eğer Sinclairle Gerrardı köşeye sıkıştırmanın bir yolunu bulursan oynamaya değer olabilir.