Satmak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Bulgarca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Senin işin Nicoleu öldürmeye çalışan kişiyi bulmak, elma satmak değil.
Belki de sadece satmak değil.
Bana satmak istediğini söyledi sonra ona tokat attım.
Bir ay önce bana gelip bir bilgi satmak istedi.
Bebek satmak için.
Satmak için kıl mı getirdin?
Asıl 4,000 Amerikalı evlerini terk edemezken, dışarıda sosisli satmak canice.
Burası çalıştığım yer ayrıca meyhaneyi Maarten DeJonga satmak zorunda kaldım.
Binayı satmak zorundayız.
O, şirketini satmak istemedi… bu onun mirasıydı.
Lou New Yorka dönebilmek için Heartlandı satmak istiyor!
Düğme satmak erkek işi değil.
Kiralamak için mi, yoksa satmak için mi?
Gösterişli bir bowling topu alabilmek için bütün Apple hisselerimi satmak istiyorum.
Mesela ev-ev gezip, ansiklopedi satmak gibi.
Evi satmak mı istiyorsun?
Ve uçağı satmak zorunda kalmayacağız.
Belki satmak istemediği için onu zorla gönderdiler.
Evimizdeki maçlarda her oyuncu en az on bilet satmak zorunda.
Satmak için değil.