FARKINDA DEĞILDIM - Ingilizce'ya çeviri

didn't know
bilmiyorum
bilmezler
bilemiyorum
tanımıyorum
bilenler değiliz
değil ama insanların çokları bilmiyorlar
bilir
i was unaware
not notice
fark etmez
farkında değilsin
farketmeyebilir
did not know
bilmiyorum
bilmezler
bilemiyorum
tanımıyorum
bilenler değiliz
değil ama insanların çokları bilmiyorlar
bilir
don't know
bilmiyorum
bilmezler
bilemiyorum
tanımıyorum
bilenler değiliz
değil ama insanların çokları bilmiyorlar
bilir

Farkında değildim Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
İsteyen tek kişinin ben olduğumun farkında değildim.
I hadn't realized it was just me.
Otur. Farkında değildim.
I didn't notice. Sit down.
İhtiyacım olduğunun farkında değildim.
I didn't realise I needed it.
Bu tip bir hukuk şirketi olduğumuzun farkında değildim. Oynayın.
You will play it. I didn't realize we were this kind of law firm.
Bunun farkında değildim.
Bunları hatırladığımın farkında değildim ama hatırlıyormuşum.
I didn't know that I remembered them, but I do.
Bu ırk meselesinin zavallı akbabaları da ilgilendirebileceğinin farkında değildim.
I wasn't aware that this racial matter would also involve the poor vultures.
Çok heyecanlı bir gün geçirdiğinin farkında değildim.
I hadn't realized you had so exciting a day.
Otur. Farkında değildim.
Sit down. I didn't notice.
Sana sorun yarattığımın farkında değildim.
I didn't realise I was causing you trouble.
Bu tip bir hukuk şirketi olduğumuzun farkında değildim. Oynayın.
I didn't realize we were this kind of law firm. You will play it.
Turnuvanın başladığının farkında değildim.
I was unaware the tournament had begun.
Bunun farkında değildim.
I was not aware that.
Farkında değildim… Selâm Doktor.
I didn't realize… Hey, Doc.
Çoğu zaman yaptıklarımın farkında değildim ve çok yardım aldım.
I nearly always had helped I didn't know what i was doing half of the time.
Bir keşiş hayatı yaşadığının farkında değildim, Adam.
I wasn't aware you were living a monk-like existence, Adam.
Bu geziye senin de gittiğinin farkında değildim.
I didn't realise that you were going on this outing.
Babanızın işlerinde aktif rol aldığınızın farkında değildim.
I didn't realize you were taking such an active role in your father's affairs.
Bunun farkında değildim.
I was not aware of this.
Bir Earple konuştuğumun farkında değildim. Özür dilerim.
I did not realize I was speaking with an Earp. My apologies.
Sonuçlar: 473, Zaman: 0.0348

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Ingilizce