GÖZLÜKLER - Ingilizce'ya çeviri

glasses
cam
bardak
bir kadeh
gözlük
camlar
goggles
gözlük
shades
gölge
tonu
perdeyi
bir renk
gölgeleyin
spectacles
gösteri
gözlük
manzara
merasimi
bir görüntü
madara

Gözlükler Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Beyler, gözlükler. Bu hayırlı bir an.
This is an auspicious moment. Gentlemen, goggles.
Hatta harika gözlükler takacaksın.
You will even wear awesome shades.
Tetiği çok hassasmış… bu gözlükler de her şeyi mavi gösteriyor.
And these goggles make everything look blue. The trigger's really sensitive.
Güzel gözlükler. Güzel gözlükler.
Nice shades. Nice shades.
Bunlar termal gözlükler.
These are thermo goggles.
Kasıklarındaki tüm kemikler, kıracağım şey bu. Çamurlu gözlükler.
Every bone in his crotch, that is what I'm going to break. Muddy goggles.
Bu hayırlı bir an. Beyler, gözlükler.
This is an auspicious moment. Gentlemen, goggles.
Westchesterda bir adam kafa karıştıran gözlükler kullanarak yapıyor.
THERE'S A GUY IN WESTCHESTER THAT USES DISORIENTING GOGGLES.
Music Kırık gözlükler heryerde, insanlar merdivenlere işiyorlar Music.
Music Broken glass everywhere, people pissing on the stairs Music.
Gündüz, evin içinde havalı gözlükler takmak falan.
Wearing cooling glass at home in broad day light.
Burada, önce gözlükler, sonra kasklar.
Here, goggles first and then helmet.
Rüzgar montu ve havalı gözlükler takıp kapıları çarpıyor olman gerekmez miydi?
Shouldn't you be wearing a windbreaker, cool sunglasses, smashing down doors?
O gözlükler Sally Blakeinkiler gibi kayıt cihazı değildir umarım.
Those eyeglasses they wouldn't be a tape recorder like the ones Sally Blake.
Gözlükler gerçeği görmesini sağlayacaktır ama bu gerçek sancılı olabilir.
That the glasses will make him see the truth- but that this truth can be painful.
Gözlükler çıksın, kapa gözlerini.
Off with the glasses, close your eyes.
Siyah gözlükler kör meslektaşımın gözlerini örter.
Black eyeglasses cover the eyes of my blind colleague.
Gözlükler olmadan hiçbir şey göremiyorum.
I can't see anything without glasses.
Gözlükler için çok sağ ol.
Thanks for the glasses.
Harika… parlak gözlükler 2 dolar… işte.
Brilliant. Sunglasses that shine in the dark. $2 though.
Her yerde giyilebilen aşırı büyük gözlükler… benim fikrim, benim fikrim!
Oversized sunglasses worn everywhere… my idea, my idea, my idea!
Sonuçlar: 513, Zaman: 0.0366

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Ingilizce