Güneşli Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
bol güneşli.
Bu parlak… Parlak güneşli bir gün olacak.
Brady Çocuklarının bir zamanlar neşeyle şarkısını söylediği gibi güneşli bir gün.
Bulunduğu inci yeryüzünde güneşli yer güneşli olduğunda.
Güneşli bir gün,
Eskiden güneşli ve çok temiz olurdu.
O hafta boyunca güneşli, o Ben Weatherstaff daha samimi oldu.
Bugün güneşli ve sabahın erken saatleri.
Güneşli yerde park etme, yoksa koltuklar çok ısınır.
Yani güneşli, öyle mi?
Bugün güneşli bir gün.
Tatilimiz güneşli geçsin diye o karavanda bekledik.
Güneşli ve erken bir pazartesi sabahı görüşürüz.
Ben güneşli yağmurlu bir günüm.
Güneşli olacağı tahmin ediliyor.
Bu güneşli bahar gününde niye böyle asık yüzlüsün?
Güneşli havaları kaçırmaz, hep bronzlaşırsınız.
Oh, güneşli havada yağan yağmur var.
Fakat bulutlar güneşli ve yumuşaktır.
Yağmurun mahsule can verdiği güneşli, huzurlu bir yer.