Her saat Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Her saat başı kalkacaksınız.
You're gonna be up every few hours.Her saat başı bir tren gelir.
The train comes through every hour.Adam her saat aradığını, adını vermediğini söyledi.
Boşa harcadığım her saat için Bana bir dakika verseler.
If I had a minute For every hour that I wasted.Yani dünyadaki her saat Kıyamet Saati haline mi geldi?
So now every clock in the world is the Doomsday Her saat izinleri iptal eden yeni emirler geliyor.
New orders come through every hour cancelling furloughs.Tanrının bahşettiği her saat çalıştım.
I have worked all the hours God sends.Her saat iki tane silahlı adamı var dışarda.
He's got two armed guards outside at all times.Her saat başı devriye koyun, ama aramada çeşitlilik olsun.
Increase the patrols to every hour, but vary the search.Bu şeyin beri her saat, her gün, her gece, başladı.
Every hour, every day, Her saat başı mola vermek istiyorum.
I like to stop about every hour.Çalışanların haftalardır her saat çalışıyor.
Your people have been working all hours for weeks.Her saat açık. Tepede.
Up on the hill. open all hours.Tepede. Her saat açık.
Up on the hill. open all hours.Her saat arayıp sormazsam benim kız çıldırır.
If I don't check in, like, every hour. Man, my girlfriend freaks out.Her saat çalışıyorum.
I'm working all hours.Yirmi iki yıldır her gün, her saat onunla dostluğumu… bitireceğime yemin ediyorum.
I have forsworn his company hourly every time this two-and-twenty years.Yirmi iki yıldır her gün, her saat onunla dostluğumu… bitireceğime yemin ediyorum.
This two-and-twenty years. I have forsworn his company hourly every time.Her saat onlar için hazır olmamı bekliyorlar.
They expect me to be on call at all hours.Halen her saat taksi ve yemek yolluyorlar.
We're still getting taxis and takeaways sent at all hours.
