IÇECEKLERI - Ingilizce'ya çeviri

drinks
içki
içecek
içmek
sarhoş
içer
içelim
bir içecek
beverages
içecek
içki
meşrubat
bir içecek
refreshments
içecek
içecek bir şey
ferahlatıcı
yiyecek
bir içki
yemek
serinletici içki
to get
almaya
var
bulmaya
gitmek
alacağım
ulaşmaya
getirmeye
girmek
elde etmek
yakalamaya
drink
içki
içecek
içmek
sarhoş
içer
içelim
bir içecek
drinking
içki
içecek
içmek
sarhoş
içer
içelim
bir içecek

Içecekleri Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
O gitti. Helen, şu içecekleri dökerken Teddye bak.
Helen, look at Teddy pour these drinks Oh, she's gone.
O içecekleri herhangi bir marketten alabileceğimizi biliyorsun.
Get that drink in any supermarket. And you know we can probably.
Öfkeli babun, yiyecek ve içecekleri düzenlemeye gidince.
Whilst the raging baboon went off to sort the food and beverages.
O gitti. Helen, şu içecekleri dökerken Teddye bak.
She's gone. Helen, look at Teddy pour these drinks.
Allaha yakın olanların içecekleri bir kaynaktır o.
A fountain from which drink they who are drawn near to Allah.
enerji içecekleri.
the energy drink.
Bize, o içecekleri almamalıydı ya da temizlik malzemelerini almamalıydı.
She shouldn't have bought us those drinks or taken the cleaning supplies.
O Tesnim Allaha Yakın olanların içecekleri bir kaynaktır.
A spring, from(the waters) whereof drink those Nearest to Allah.
Sen içecekleri getir; ben de helikopteri odana kadar uçurayım.
And I will fly the helicopter back to your room. You get the drinks.
O Tesnim Allaha Yakın olanların içecekleri bir kaynaktır.
A spring whence those brought near(to Allah) drink.
Dakika önce bu içecekleri bizim için almanı istedim.
I asked you 20 minutes ago to take these drinks around for us.
O Tesnim Allaha Yakın olanların içecekleri bir kaynaktır.
A spring where those brought near[to Allah] drink.
git ve içecekleri getir.
go and get the drinks.
O Tesnim Allaha Yakın olanların içecekleri bir kaynaktır.
A spring from which those near[to Allah] drink.
Mutlu kazaydı. Buraya sadece bufalo kanatları ve huni içecekleri için geldim.
I just come here for the buffalo wings and funnel drinks. Happy accident.
Albüm çıkartma, mücevherat… giyim-kuşam ve parfüm sektörü, enerji içecekleri.
Clothing and perfume line, the energy drink. Got the pop album, the jewelry.
Çekil yolumdan. Bak bakalım içecekleri varmı?
See if they would like a drink. Get out of the way,?
Ludwig siparişe göre içecekleri hazırlayacak.
Ludwig will make drinks to order.
Bu yüzden bana benzeyen içecekleri severim.
That's why I like drinks that are just like me.
O içecekleri herhangi bir marketten alabileceğimizi biliyorsun değil mi?
You know we can probably get that drink down in any supermarket?
Sonuçlar: 326, Zaman: 0.0594

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Ingilizce