INANAN ERKEKLERI - Ingilizce'ya çeviri

the believers men
the faithful men

Inanan erkekleri Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

{-}
  • Ecclesiastic category close
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Onu işittiğinizde, siz inanan erkek ve kadınların birbiriniz hakkında olumlu düşüncelere sahip olarak,'' Bu, açıkça büyük bir yalandır,'' demeleri gerekmez miydi?
When you heard about it, the believing men and women did not think well of one another, and say,“This is an obvious lie”?
ALLAH, inanan erkeklere ve inanan kadınlara içinden ırmaklar akan ebedi kalacakları cennetler
God promises the believers, men and women, gardens beneath which rivers flow, abiding therein forever,
Allah inanan erkeklere ve inanan kadınlara, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler vadetmiştir.
Allah has promised the believing men and believing women Gardens beneath which rivers flow. They shall abide in it.
ALLAH, inanan erkeklere ve inanan kadınlara içinden ırmaklar akan ebedi kalacakları cennetler
Allah has promised the believing men and believing women Gardens beneath which rivers flow.
Bunu duydukları zaman inanan erkeklerle kadınlar, kendilerine nasıl hüsnü zanda bulunuyorlarsa öylece hüsnü zanda bulunsalardı
Why did not the believers, men and women, when ye heard it, think good of their own own folk,
Şu bir gerçek ki, inanan erkeklerle inanan kadınlara işkence edip sonra
Lo! they who persecute believing men and believing women and repent not,
Allah inanan erkeklere ve inanan kadınlara, altlarından ırmaklar akan,
God promises the believers, men and women, gardens beneath which rivers flow,
Şu bir gerçek ki, inanan erkeklerle inanan kadınlara işkence edip sonra da tövbe etmemiş olanlar için,
Those who persecute the believing men and believing women, and then do not repent,
Allah, inanan erkek ve kadınlara, kıyılarından ırmaklar akan cennetler,
God promises the believers, men and women, gardens beneath which rivers flow,
müşrik kadınlara azap edecek, inanan erkeklerin ve inanan kadınların da tevbesini kabul buyuracaktır.
God will redeem the believers, men and women.
Onu işittiğiniz zaman inanan erkek ve kadınların, kendiliklerinden güzel zanda bulunup:'' Bu, apaçık bir iftiradır'' demeleri gerekmez miydi?
Had you heard it, and the believing men and women, thought good thoughts about one another said:'This is a clear falsehood?
kadınları cezalandırır ve ALLAH inanan erkeklerin ve kadınların tevbelerini kabul eder.
men and women. And God will redeem the believers, men and women.
Bunu duydukları zaman inanan erkeklerle kadınlar, kendilerine nasıl hüsnü zanda bulunuyorlarsa öylece hüsnü zanda bulunsalardı da bu, apaçık bir iftira deselerdi.
Had you heard it, and the believing men and women, thought good thoughts about one another said:'This is a clear falsehood.
Onu işittiğinizde, siz inanan erkek ve kadınların birbiriniz hakkında olumlu düşüncelere sahip olarak,'' Bu, açıkça büyük bir yalandır,'' demeleri gerekmez miydi?
Had you heard it, and the believing men and women, thought good thoughts about one another said:'This is a clear falsehood?
Onu işittiğiniz zaman inanan erkek ve kadınların, kendiliklerinden güzel zanda bulunup:'' Bu, apaçık bir iftiradır'' demeleri gerekmez miydi?
When you heard about it, the believing men and women did not think well of one another, and say,“This is an obvious lie”?
Bunu duydukları zaman inanan erkeklerle kadınlar, kendilerine nasıl hüsnü zanda bulunuyorlarsa öylece hüsnü zanda bulunsalardı da bu, apaçık bir iftira deselerdi?
When you heard about it, the believing men and women did not think well of one another, and say,“This is an obvious lie”?
evime inanan olarak girenleri, inanan erkek ve kadınları bağışla;
every true believer who enters my house, forgive all the believing men and believing women;
evime inanmış olarak gireni, inanan erkek ve kadınları bağışla;
all who enter my house in Faith, and(all) believing men and believing women:
evime inanan olarak girenleri, inanan erkek ve kadınları bağışla;
whoever enters my house a believer and the believing men and believing women.
evime inanan olarak girenleri, inanan erkek ve kadınları bağışla; zalimlerin ise ancak yıkımlarını arttır.
the believers who have entered my home and all believing men and women. Give nothing to the unjust but destruction.
Sonuçlar: 54, Zaman: 0.0277

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Ingilizce